Oral Çalışlar: Kürtlerin Kürt olduğu kabul edilirse sorun çözülür

İSTANBUL - Kürtlerin "Türk" olarak görülmesinden kaynaklı Kürt sorununun bugüne kadar çözülemediğini söyleyen gazeteci Oral Çalışlar, "Kürtlerin Kürt olduğu kabul edilirse çözülür" sözleriyle Meclis'i işaret etti.  
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" üzerine 5-7 Mayıs tarihleri arasında 12’inci Kongresi'ni toplayan PKK, "çalışmalarını sonlandırma" kararı aldı. PKK'nin aldığı kararla birlikte yeni bir dönemin kapıları aralandı. Kürt sorununun çözümü ve ülkenin demokratikleşmesine dair Meclis'te komisyon kurulması yönünde çağrılar yapılırken, önümüzdeki günlerde Meclis'e yeni bir yargı paketinin gelmesi bekleniyor. 
 
Gazeteci-yazar Oral Çalışlar, Öcalan'ın çağrısı ve sonrasında yaşanan gelişmelere dair Mezopotamya Ajansı'nın (MA) sorularını yanıtladı. 
 
PKK kongresini topladı ve "çalışmalarını sonlandırdığını" duyurdu. Kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
50 yıllık bir dönemden söz ediyoruz. İlk silahlı eylem 1984 yılında Eruh karakol baskınıydı. Bu şok edici bir etki yaptı. Türkiye'nin alışık olmadığı bir ayaklanma biçimiydi. Çünkü Türkiye 68'i görmüştü. 68'de gençler dağlara çıktı, ancak ama bu öyle değildi. Bizzat gelip bir şehrin merkezi karakolunu bombalamaya kalkmak cüretkarlıktan öte bir işti. 1997'de Fatih Altaylı, Fehmi Koru, Abdurrahman Dilipak, Enis Berberoğlu, Gülay Göktürk ve benim de aralarında olduğum bir grup gazeteciyi Hakkari’ye götürmüşlerdi. Bize orada brifing veriyorlardı. Helikopterle köylere inebiliyorduk, oralara arabalarla gitmek mümkün değildi. Çünkü PKK yolları kesiyordu. Korucular da bize brifing veriyorlardı. Koruculardan biri ‘Bunlar Ermeni dölüdür’ deyince, biz gazeteciler hepimiz ayağa kalkıp 'dinlemek istemiyoruz' dedik. Yani bu artık işi iyice başka bir noktaya çekmekti. 97'de hala ‘Ermeni dölüdür’ teranesi vardı. Fakat bunların hiçbiri çare olmadı. Aradan 41 sene geçti. Bu 41 sene içinde sürekli ‘kökünü kazıdık, bitirdik, terörle mücadele’ diyen çok çeşitli iktidarlar gelip geçti. Hiçbiri ‘kökünü’ kazıyamadı. 
 
Sizce bu "kök kazıma" neden gerçekleşmedi? 
 
Çünkü bu sosyolojik ve toplumsal bir vakaydı. Onun için askeri tedbirlerle önlenecek bir şey değildi. Öcalan’ın yaptığı çağrıda da söylediği gibi, silahın miadı doldu. Kürtlerin silahlı olarak elde edebilecekleri bir şey yok. Çünkü artık yasal mücadele imkanı var. Benim ne kadar varsa senin de o kadar var. Üstelik DEM Parti’nin geleneğini sürdürdüğü partiler kapatmalara, baskılara rağmen yasal alanda varlığını korudu. Varlığını koruyunca siyasi bir güç haline geldi. Kürt sorununun çözümsüzlüğü Türkiye’nin gelişmesiyle ilgili önemli bir engel olarak önümüze çıktı. Türkiye birkaç defa demokrasi yönünde ilerleyebilmek için çeşitli hamleler yaptı. AK Parti, Ecevit ve Demirel yaptı. Ama her seferinde bu Kürt meselesine takıldı. İktidarlar, Türkiye'nin demokratikleşmesi yerine terörle mücadeleye yönelen bir karakterle yürüdü. Artık silahla halledilebilecek bir mesele olmaktan çıktı. Sosyolojik, toplumsal, siyasi bir mesele olarak kabul görüyor. Bunun nasıl çözüleceğini tartışınca da diyoruz ki bunun çözüm yeri Meclis'tir.  
 
Abdullah Öcalan ve PKK de çözüm için Meclis'i işaret ediyor. Meclis neden önemli? 
 
Şu anki Meclis Türkiye tarihinin en yüksek temsil kabiliyeti olan bir Meclis. Yüzde 93 oy oranıyla temsil ediliyor. Türkiye’nin yüzde 7'si girememiş. Dünya parlamento standartları içinde bu çok yüksek bir rakam. Temsil kabiliyeti en yüksek parlamentolardan biri. Bu parlamentoda Türkiye İşçi Partisi de MHP de 'biz böyle bir komisyona varız' diyor. Bu kadar kuvvetli bir kitle desteği arkasında olan bir sürece girmek ve buradan yürümek lazım. Başka türlü hangi meşruiyet üzerinden gideceksin? Önemli olan toplumsal meşruiyettir. Toplumsal meşruiyetin zemini de Meclis'tir.
 
Geçmiş dönemlerde çözüm için birçok girişim oldu. Ancak hiçbiri başarıya ulaşmadı. Bu süreci diğerlerinden ayıran özellikler neler?
 
Bence Bahçeli bunu çok güzel anlatıyor. 'Türk milletinin dünyada kendini kabul ettirmesi ancak bir Kürt barışıyla olur' diyor. Bahçeli bunu strateji olarak görmüş. O Türklük açısından bakıyor. Hiç öyle milliyetçilikten vazgeçmiş değil. Türk kimliğinin yaşaması ve büyümesi, dünya çapında bir kimlik olarak ayakta kalması için bugün Kürtlerle uzlaşılması gerektiğini söylüyor. Devlet de onu yapmaya çalışıyor. Samimi olup olmamak önemli değil. Önemli olan Türkiye’nin demokrasiyle taçlanmasıdır. Çünkü Türkiye gibi yarı gelişmiş ülkelerde demokraside zorlanıldığı zaman altından kalkamayacağın sonuçlar olur. Avrupa tipi bir demokrasi istiyoruz. Düşünce ve ifade özgürlüğü olsun. Devlet şiddeti de muhalif şiddet de ortadan kalksın. Seçimler yoluyla gelenler seçimler yoluyla gitsin. Adil seçimler yapılsın. Kürtlerin de Türklerin de istediği bu. 
 
Kürtlerin Türk olduğu değil, Kürtlerin Kürt olduğu kabul edilirse çözüm olur. Biz çözüm dönemi yaşanıyor. Uluslararası konjonktür de bu çözüme elverişli. 
 
Şimdiye kadar gelen yönetimler, bu eşitliği hiçbir zaman kabul etmedi. Onun yerine hep 'Kürtler, Türk'tür' dediler. Bu kafayla yaklaşıldığı için iş çözülemedi. Kürtlerin Türk olduğu değil, Kürtlerin Kürt olduğu kabul edilirse çözülebilir. İkincisi de artık çağımızda ulus devlet zihniyeti giderek zayıfladı. Ulus devletler içindeki etnik ve mezhepsel sorunlar çözüldü. Son 10 sene içinde iç savaş yaşayan veya gerilla savaşı yaşayan ülkelerin kaç tanesinde sonuç alındı? Kolombiya, Endonezya, Güney Afrika, İrlanda, İspanya hepsinde bu sorunlar artık demokratikleşmenin bir parçası olarak çözüme ulaştı. Biz de o sürecin bir parçasıyız. Bir çözüm dönemi yaşanıyor. Uluslararası konjonktür de bu çözüme elverişli.
 
Cumhuriyetin kurucu önderlerinden olan Abdülhalik Renda’nın Kürt raporu var. Dönemin Başbakanı İsmet İnönü, onu (Renda) isyan olan bölgelerdeki köylere kadar gönderip rapor istiyor. Renda gidip raporu hazırlıyor ve diyor ki ‘Türk erkekleri Kürtçe konuşuyor. Kürtçe öyle bir egemen hale gelmiş ki bölgede Türkçe unutuluyor.’ Raporun sonunda da, ‘Bu toprakla iki millete dar gelir, bir millete yeter’ diyor. Yani geldikleri nokta bu. Şimdi, 100 yıllık bir rapor bu. 100 senedir devlette bu anlayışı gördüm. Yani 'bu memleket yalnız Türklerindir' anlayışı. Başkasını kabul etmiyoruz. Kürtler de Türk olarak olacaklarsa olsunlar. Şimdi bu mantıkla işte 100 senemiz geçti. Bedelinin ne olduğunu artık tartışmaya bile lüzum yok. Şimdi Devlet Bahçeli, ‘Türkler ve Kürtler biriz’, yani 'eşitiz' diyor. Yani o paradigmanın nasıl değiştiğini göstermesi bakımından ilginç.
 
Uluslararası konjonktürün uygunluğundan kastınız uluslararası devletlerin sürece desteği mi? 
 
Bu işin çözülmesini istiyorlar. Çünkü silahlı bir çatışmanın olduğu bölge kimseye fayda getirmediği gibi büyük devletlere de fayda getirmiyor. Çünkü asker bulundurmak, silah patlatmak, kan akıtmak o bölgede huzursuzluğu ve o bölgede yatırım yapan herkesin yatırımcılığını da yok ediyor. Irak Kürdistanı petrol bakımından zengin bir bölge ve bu petrol zenginliğini herkes paylaşmak istiyor. Kürtler de bunun imkanlarını geliştirmek istiyor. Bu her ülkenin hakkı. Son dönemlerde Amerika bölgeye çok fazla müdahil olmadı. Esas hikaye İsrail'i desteklemesiydi. Ona devam ediyor. Onun dışında Kürtler ile İsrail arasında bir ilişki var. Ama bu dayanışma Türkiye ve diğer bölge ülkeleriyle düşman olmayı gerektirmiyor. 
 
Öcalan silahlı mücadeleyi sonlandırma konusunu 90'lı yılların başında gündemine almıştı. O dönem buna dair yaptığı açıklamalar da var. 1993’te kendisiyle görüşen gazetecilerden birisi olarak, Öcalan'ın bu konuda durduğu yere dair neler söylersiniz? 
 
Öcalan ile ilk 1993’te Beka Vadisi’nde görüştüm. Öcalan’a, 'Bağımsız Kürdistan istiyor musun?' diye sordum. “Ben deli miyim niye isteyeyim? Ankara, İstanbul, İzmir'i size mi bırakacağım? Oralarda milyonlarca Kürt var. O şehirler Kürtlerin de şehridir. O açıdan ayrılık aklımdan geçmiyor. Biz Türkiye’nin bir parçasıyız ve böyle kalacağız' dedi. Ondan sonra Öcalan’a "Amerika, Suriye'nin başına çöker ve seni buradan gönderirse buna karşı bir tedbirin var mı?” diye sordum. Öcalan da 'Ben Türklere ve Kürtlere güveniyorum. Amerika'nın ne yapacağı beni ilgilendirmiyor' dedi. İlk gidişimde Öcalan bana ‘Kal burada, seninle uzun boylu tartışmak ve konuşmak istiyorum. Hem geçmişi hem de şimdi Alevilik çalışıyorum. Senin de kitapların var bu konuda. Hz. Ali konusunu seninle tartışmak istiyorum.' Ben de 'Şimdi kalamam, planım programım var, sonraki gelişimde konuşuruz' demiştim. 
 
Bir sonraki gidişiniz ne zaman oldu?
 
İkinci gidişim de 1993’te oldu. Bu sefer Bar-ı Elyas Vadisi’nde görüştüm. Bana gösterdikleri eve gittim. Eve gittiğimde beni Cemil Bayık karşıladı. Cemil Bayık’ı Ankara’dan tanıyorum. Sonra Apo geldi. Sabaha kadar sohbet ettik. Öcalan, ‘Ben bunun meraklısıyım, sana da ikram edeyim’ diyerek közde patlıcan getirdi. Sabah kahvaltısı olarak közde patlıcan yedik. Sonra basın toplantısına gittik. Ben korkuyla Öcalan’a dedim ki, ‘Böyle gidiyoruz ama bomba atarlarsa?’ O da, ‘Korkma, hepsinin garantisi alındı. Yola çıkarken bunun garantisini almadan çıkmam’ dedi. Öcalan, 'Türk devletinin Kürtlerin meşruiyetini, varlığını, dilini ve geleceğini kabul edecek mi, etmeyecek mi?' sorusuna cevap arıyordu. Hatta bizden önce bir gazeteci gitmişti. Öcalan bu gazetecinin MİT’ten geldiğini düşünerek umutlanmıştı. Halbuki bu gazeteci MİT’ten gelmiyordu. Bunu öğrenince ‘Hay Allah’ dedi. O gazetecinin MİT ajanı çıkmaması onu çok üzmüştü. 
 
* Neden üzüldü?
 
Öcalan, meseleyi çözmek konusunda özel bir gayret gösterdiği belliydi. MİT’ten geldiğini düşündüğünde devletin ilişki kurmak istediğini düşünmüştü. 
 
Sürece karşı duran bir kesim söz konusu. Bu kesimin medyada saldırgan bir dil kullandığına da şahit oluyoruz. Bu yaklaşımlar süreci nasıl etkiler? 
 
Özgür Özel onca şeye rağmen sürece destek ısrarını sürdürüyor. Bu çok kıymetli bir şey. İlk çözüm sürecinin başarısızlığa uğramasının temel nedenlerinden biri CHP'nin desteğinin alınmamış olmasıydı. 
 
Dediğiniz dili kullananlar çok marjinal bir hale geldiler. Eskiden çok kuvvetliydiler. Neden marjinal hale geldiler? Meclis'te grubu bulunan partilerin yüzde 90'ına yakını süreci başından beri destekliyor. Bu noktada en kritik parti Cumhuriyet Halk Partisi'ydi. Özgür Özel onca şeye uğramasına rağmen sürekli "Ben bu süreci destekliyorum, barıştan yanayım" diye ısrar ediyor. Provokatif saldırılara uğruyor, yargı yoluyla partisi mahvedilmeye çalışıyorlar. Ona rağmen sürece destek ısrarını sürdürüyor. Bu çok kıymetli bir şey. Bunun kıymetini bilmek lazım. Nitekim ilk çözüm sürecini başarısızlığa uğramasının temel nedenlerinden biri CHP'nin desteğinin alınmamış olmasıydı. CHP'nin desteği olunca da hava bir anda değişti. CHP içindeki muhalif kanat medyada çok etkili. Halk TV, Sözcü TV içinde bazı yorumcular bu sürece çok sert bir şekilde karşı çıkıyorlar. Onlar etkili oluyor ama CHP onları aşabildi. CHP onlardan daha geniş bir perspektife sahip.
 
AKP'in CHP’yi bu sürecin dışında tutma gibi bir hedefinin olduğu yönünde bir görüş hakim. Sizce de öyle mi? 
 
Yaptığı operasyonlar dışlamak demek. Barış yapılsın deniliyor ama geceleyin İmamoğlu’nun (İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu) evi basılıp hapse atılıyor. İktidar bu sürece CHP'yi katmak istiyor mu istemiyor mu sorusu çok önemlidir. CHP’ye sorsan istiyoruz derler. Ama yapılan baskılar CHP'yi zora sokuyor. Süreci de zora sokuyor. Yani Özgür Özel'in şu anda oynadığı rol ve varlığı çok önemli ve bunun kıymetini bilmek lazım. Çünkü "Beyaz Türkler" dediğimiz Türklerin önemli bir kısmı o partinin etrafında. "Beyaz Türkler" de sonuç olarak Türkiye'nin önemli bir parçası. Onları da tamamen dışlayarak bir şey yapamazsınız. Nitekim ilk çözüm sürecinin başarısızlığa uğramasının temel nedenlerinden biri CHP'nin desteğinin olmamasıydı. 
 
Herkes sürecin neresinde olursa destek versin. Destekten ne zarar gelir. Yeter ki köstek olunmasın. Bu bakımdan partiler arası diyalog çok önemli. DEM Parti ile MHP gibi iki zıt kutbun birlikte bir işi çözmeye kalkışmaları büyük bir avantaj. Bu avantaj desteklenmelidir. Şimdi CHP'nin desteği olunca bir anda hava değişti. Bir de Bahçeli faktörü var tabii. Yani ben umutluyum. 
 
Sizi ne umutlandırıyor? 
 
Bir kere artık silahlara geri dönülmesi PKK açısından da mümkün değil. Türk Devleti’nin de artık böyle bir niyeti yok. İkincisi, bu mesele kendi içimizde çözülecek. Çözülüyor da büyük ölçüde. Yani şimdi DEM Parti ile MHP'nin el ele verip "biz bu işi çözeceğiz" demesi aslında işin çözüldüğü anlamına geliyor. Daha ötesi yok. Eskiden olsa bu konuştuklarımızın birçoğunu konuşmaya cesaret edemeyebilirdik veya yayınlamayabiliriz. Şimdi rahat bir şekilde konuşuyoruz. Bu biraz da bu sürecin sayesinde. "Türkiye değişiyor mu?" sorusu şu yaptığımız röportajla bile değiştiği anlamına geliyor. Çünkü eleştiriyoruz geçmişi.
 
Mesela MHP’liler benimle ilgili geçmişte ne tehditler etmişler, neler var neler... Şimdi o tehditleri yapanlarla gayet dost bir şekilde telefonlaşıyoruz. ‘Süreç nasıl gidiyor, şurası mı aksıyor Oral bey’ diyen en önde gelen MHP’lilerle sohbet ediyoruz. Onlar beni arıyor, ben onları arıyorum. Yani şimdi bunu ben niye yapıyorum? Daha doğrusu biz bunu neden yapıyoruz? Çözüm istediğimiz için. Çözülsün istediğimiz için. MHP ile çözülecekse MHP ile, kimle çözülecekse çözülsün. Bunun kim olduğu önemli değil, niyet önemli. 
 
Öcalan, DEM Parti heyetiyle son görüşmesinde “yeni bir sözleşmeye ihtiyaç var” vurgusu yaptı. Bu mesajı nasıl değerlendirdiniz? 
 
Yeni bir toplum sözleşmesi demek yeni bir anayasa demek. Ama bu anayasa Tayyip Erdoğan'ın beklediği, 5 kere daha cumhurbaşkanı seçilme şansı vermek şeklinde mi olacak? Yoksa gerçekten halkların eşit düzeyde yaşadığı, kardeşlik temelli bir anayasa mı olacak? Buna karar vermek gerekir. O kolay değil. Türkiye'de barış imkânı var. Barışı bir ölçüde gerçekleştirebiliriz ama demokrasiyi derinleştirmek o kadar kolay değil.
 
Abdullah Öcalan'ın gazetecilerle görüşmesine dair de talepler var. Buna dair bazı gazetecilerin başvurusu da oldu. Size böyle bir imkan yaratılırsa Öcalan ile görüşmek ister misiniz? 
 
Tabii ki isterim. Şimdi bir iki gazetecinin gitmesi gerektiğine dair bir fikir olgunlaşıyor. Ben şimdiye kadar müracaat etmedim. Hatta bana 'sen müracaat et' dediler. Bilmiyorum, daha karar vermiş değilim. Yani çağırırlarsa koşarak giderim. Oturur konuşurum. Ne var bunda yani? Yine kantin hikayelerini falan da konuşarak daha renkli bir sohbet yapabiliriz. Yani her şeyin politik olması gerekmiyor.
 
MA / Melik Çelik

Diğer başlıklar

11:55 Pedro Sanchez: Aşırı sağ yükselişte, kendimizi güncellemeliyiz
11:37 Atina’da 'Kürt sorunu ve Ortadoğu'daki gelişmeler' konferansı
11:21 Dêrsim'de 'kuyu tipi' cezaevlerine karşı açlık grevi
11:05 Bakırhan: Barış için ittifakları büyüteceğiz YENİLENDİ
11:03 Irkçı tehditler sonrası Vanspor’un otel rezervasyonu iptal edildi
10:21 Şirnex'te kaza: 3 ölü
10:18 Mahkemeden tacizi ‘aklama’ gerekçesi: Herkesin girip çıktığı yerde olmaz!
10:15 Dêrazor’da DAİŞ saldırısı
09:18 Jean-Pierre Restellini: Öcalan ile özgür şartlarda görüşmek istiyorum
09:13 Oral Çalışlar: Kürtlerin Kürt olduğu kabul edilirse sorun çözülür
09:08 Av. Kenkeş: Türkiye 'umut hakkı' kararını uygulamakla yükümlü
09:04 ABD: Suriye'ye yaptırımlar kaldırıldı
09:04 Yeşil Sol Partili Sönmez: Büyük bir demokrasi koalisyonuna ihtiyaç var
09:03 Eren Baskın: Onurlu barış olacaksa babamın katillerini affetmeye razıyım
09:02 Taybet İnan'ın oğlu: Bedel ödemeyenlerin 'barış istemiyoruz' deme hakkı yok
09:00 24 MAYIS 2025 GÜNDEMİ
23/05/2025
21:58 Geleneksel ‘Devrim Yürüyüşü’ gerçekleştirildi
21:10 SES Eş Genel Başkanı: Emek özgürleşene kadar mücadele edeceğiz
21:01 ‘Kürtçe eğitim dili olsun’
20:44 'Faille aynı kampüste bulunmayı reddediyoruz'
20:27 Adalet Kaya: Barışı kadınlar inşa edecek
20:02 CPT: Türkiye Amêdiyê kırsalını 26 kez bombaladı
19:36 DEM Parti Eş Genel Başkanları, Devlet Bahçeli ile görüşecek
19:18 Kayyım kadınlara hukuki destek sağlayan protokolü feshetti
18:59 Ahmet Özer tahliye edilmedi
18:10 DEM Parti ve Gelecek Partisi görüşmesi sona erdi
18:06 Çatışmalı süreçler tartışıldı: Karşılıklı güven çok önemli
17:43 Vanspor maçı öncesi tehditvari açıklama
17:00 Çimento fabrikasının ÇED sürecine itiraz
16:54 Erdoğan 10 yılı 'Aile Yılı' ilan etti
16:24 DEM Parti ve Gelecek Partisi görüşmesi başladı
16:22 Şirnex’te 'hasta tutsaklara özgürlük' çağrısı
16:07 Bahçeli: Erdoğan'ın caymaya hakkı yoktur
15:59 DEM Parti'den 'toplumsal mutabakat' çağrısı
15:54 KATDER kongresini yaptı
15:51 İşçiler 13 gündür eylemde: Kazanana kadar susmuyoruz
15:04 S ve Y tipi cezaevlerinin kapatılması için kanun teklifi
15:00 Maden kirliliği soruşturmasında takipsizlik kararı
14:59 Koğuş tellerini söken 47 tutsağa seri cezalar
14:28 KESK: Yiğiter’e saldıranların arkasındaki güçleri açığa çıkarın
13:52 Halkın tepkisi üzerine JES toplantısı iptal edildi
13:37 Amed'de 'Kadın Emek ve Kültür Sanat Buluşması' başladı
13:24 Meslektaşlarının katledilmesini protesto eden gazeteciye soruşturma
13:15 Yaşam hakkı savunucuları sokaktaki hayvanlar için açlık grevinde
13:05 Ayşegül Doğan: Meclis Başkanı komisyon için sorumluluk almalı
12:45 Aleyna Çakır davasında keşif talebine ret
12:30 Barcelona, Kuzey ve Doğu Suriye'de ‘Umut Ligi’ projesi başlattı
12:14 20 cezaevine dair rapor: 2 kişi 1 ranzada yatıyor
11:52 13’üncü Engelsiz Film Festivali başladı
11:46 Şam’dan Çinli şirketle 20 yıllık yatırım anlaşması
11:21 Hanehalkı enflasyon beklentisi arttı
11:21 İmamoğlu'nun fotoğraf, görüntü ve sesine yasak getirildi
11:14 Koğuşa yerleştirilen kameraya karşı 'tek kollu' direniş
10:41 Ailelerden İmralı başvurusu
10:23 Tülay Hatimoğulları: Kayyım yasası lağvedilmeli, yerel yönetimler güçlendirilmeli
10:18 Balıkesir'de bir kadın katledildi
09:55 ‘Kürt Dirilişi’ belgeseli internet sitesi açıldı
09:35 Menzione: Öcalan başlatmak istediği değişimi dışarıdan yönetebilmeli
09:29 Temel: İktidarın çekingenliği çözüm karşıtlarını cesaretlendiriyor
09:23 Çatışmalarda yakınlarını yitirenlerin talebi: Özgürlük ve barış
09:21 Yayınevi sahibi ve çalışanına 'kitap' davası
09:19 Tutsakların görüntülü görüşme hakkına 'teknik eksiklik' engeli
09:16 Altun’un cezaevi arkadaşı: Hiçbir koşulda taviz vermezdi
09:13 ÖHD Eş Genel Başkanı: 'Umut hakkı'nın uygulanması elzem
09:12 Tarihçi Ulugana: Çözüm Lozan'ı lağvetmek değil, demokratik bir anayasanın teşkilidir
09:09 Çelenk: Yeni süreçte bağımsız muhafazakar STÖ'lere de ihtiyaç var
09:08 'Bir Heykelin Gölgesinde' kadın mücadelesi
09:07 Valilikten koçerlerin yaylalara gidişine yasak
09:04 Kürtçe oyuna salon engelinin gerekçesi: Müdür uygun görmedi!
09:02 Gabar’daki tahribatın uydu fotoğrafları
09:02 DGD Yardımcısı Taş: Öcalan'a güveniyoruz, katkı sunmaya hazırız
09:00 23 MAYIS 2025 GÜNDEMİ
08:00 İBB'ye 4’üncü dalga operasyonu: 49 kişiye gözaltı kararı
22/05/2025
23:10 Vanspor, Elazığspor’u 4-1’lik skorla yendi
22:59 Özerk Yönetim heyeti Paris’te parlamenterlerle görüştü
22:44 MESEM cinayeti davasında savcı ve sanık duruşmaya katılmadı
22:13 Kürt siyasetçi Çağro Mêrdîn’de toprağa verildi
21:34 İsrail, Lübnan'ın güneyine saldırdı
21:16 Çalıştırıldığı inşaattan düşen 12 yaşındaki çocuk entübe edildi
20:37 İBB'ye yönelik bir operasyon daha: 7 kişiye tutuklama talebi
20:06 ABD'de uçak düştü
20:00 İzmir'de 'Kent hakkı bağlamında göç, mültecilik ve dönüşüm meselesi' paneli
19:49 PKK kararı sonrası MGK ilk kez toplandı
19:16 Süveyde'de patlama: 2 ölü
19:13 Otel yangınında bakan yardımcısına soruşturma izni verilmemesi kararına itiraz
19:11 Vanspor-Elazığspor maçı öncesi stadyumda gerginlik
19:01 Öznur Değer: Gazeteciliğe devam edeceğim
18:52 DEM Parti ve AKP görüşmesinde hangi konular gündeme geldi?
18:16 Agirî’de Kürt Dil Bayramı kutlaması
18:11 Erzingan’da şüpheli ölüm
18:04 Gever’de ‘Kadın Tarihi’ atölyeleri
17:54 Rojin Kabaiş’in aile ve avukatları dosya savcısı ile görüştü
17:47 Süreç gündemli DEM Parti PM toplantısında neler tartışıldı?
17:27 Pîran’da 4 bölge ‘Özel Güvenlik Bölgesi’ ilan edildi
17:23 Çocuklarını rehin alan Alpaslan’ın davasında görevsizlik kararı
17:18 Baro başkanına tehdit davasında ev hapsi
16:26 DEM Parti’den grevdeki Toros Tarım işçilerine ziyaret
16:22 MHP'li Yıldız: İnfaz düzenlemesi KHK mağdurlarını da kapsamalı
16:19 Kadınların barış sürecine aktif katılımı için Meclis Araştırması talebi
16:10 Colemêrg’de 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı açıklaması
15:22 Fatma Oğur’u katleden failin yeniden yargılandığı dava görüldü
15:18 ‘Tecrit kaldırılsın, hasta tutsaklar serbest bırakılsın’
14:41 Savunma Bakanlığı’ndan açıklama: Saldırılar sürecek
14:34 Mülteci hakları savunucusu Taha Elgazi'nin sınır dışı edilmesine tepki
14:19 Sibel Ayğan'ı katleden erkeğe ağırlaştırılmış müebbet
14:13 Ege Üniversite Hastanesi çalışanları iş bıraktı
14:04 Amed Kent Konseyi Çocuk Meclisi ilan edildi
14:00 Erdoğan’da anayasa açıklaması: Tekrar seçilme gibi bir derdim yok
13:11 DYO işçileri greve çıktı
13:07 Temel Conta işçileri: Saldırılar kararlılığımızı artırıyor
12:55 Gazeteci Öznur Değer tahliye edildi
12:11 ÇED sürecini beklemeden otel inşaatını bitirdiler
12:02 MB enflasyon tahminlerinde değişikliğe gitmedi
11:59 Silahlı saldırıya uğrayan Yiğiter'in tedavisi sürüyor
11:52 Gazeteciye cinsiyetçi hakaretlerde bulunan polise takipsizlik
11:32 AKP'li Alagöz'ün madeni suyu zehirliyor, yetkililer izliyor
11:31 Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun’un ailelerinden teşekkür mesajı
10:32 Bakırhan: Ya Kürt-Türk ilişkilerini yeniden kuracağız ya da tükenip gideceğiz
10:03 İstanbul’da gözaltına alınanlar adliyeye sevk edildi
09:49 Yazar Gretchen Dutschke-Klotz’dan Öcalan’a destek açıklaması
09:17 Mahkeme valiliğin Şêx Seîd yasağı kararını iptal etti
09:09 Amed'de sürecin nabzı: Öcalan'ı Meclis'e çağırıp özgürlüğünü sağlamıyorlar!
09:08 'Cezaevlerinde infaz değil, öldürme politikası uygulanıyor'
09:07 Asker kurşunuyla katledildi: Jandarmadan 'evi kaçak mı değil mi' talebi
09:06 Besta yok ediliyor
09:02 'Haksız tahrik' indirimi failleri cesaretlendiriyor
09:01 Cemile Çağırga'nın annesi: 2 çocuğum katledilmesine rağmen barış diyorum
09:00 22 MAYIS 2025 GÜNDEMİ
07:54 Ege Denizi’nde 6.0 büyüklüğünde deprem
21/05/2025
23:55 Tayyip Temel: Sürecin inisiyatifi Sayın Öcalan’da
23:45 İsrail saldırılarında 63 Filistinli katledildi
23:26 Rusya: Ukrayna'da ilk önce ateşkesin sağlanması yaklaşımına karşıyız
22:48 Hacettepe Üniversitesi öğrencilerine ırkçı saldırı
21:36 ‘Kent Uzlaşısı’ davasındaki karara tepki: Kazanan biz olacağız
21:14 İBB soruşturmasında bir şirkete daha kayyım atandı
20:57 ‘Kent Uzlaşısı’ davasından tahliye çıkmadı
20:46 Kadın Zamanı Derneği: Şiddetsiz yaşam için mücadele edeceğiz
20:31 Kürt Dil Bayramı etkinlikleri devam ediyor
20:11 RTÜK'ün yeni üyeleri seçildi
19:41 Gazze'de devre dışı kalan hastane sayısı 20'ye yükseldi
19:17 Şirnex’te doğa talanına karşı yürüyüş
19:10 Tutsak öğrenciler için eylem
19:04 KHK eylemi 332'nci haftasında
19:02 Wan’da 38 örgütten çağrı: Hasta tutsaklar serbest bırakılsın
18:31 Kürt Dil Bayramı kapsamında dengbêj dinletisi
18:25 Seyithan Durdu’yu öldürmekten yargılanan asker: Kürtçe konuşsa bile bir vatandaşın ölümüne üzüldüm!
18:20 ‘Askerler Kürtçe dil derneğine gelip hukuka aykırı yorumlar yaptılar’
18:12 Neşet Güven 31 yılın ardından tahliye edildi
17:45 Fırtına Vadisi davası görüldü
17:42 Avukat Ruken Gülağacı’na ev hapsi