Rahime Karvar iddianamesi: Fuhuş ve uyuşturucu ticareti haber değeri olmayan konular

img

İSTANBUL - Gazeteci Rahime Karvar hakkında hazırlanan iddianamede, tecrit, "propaganda"; cezaevindeki ihlaller, zorla kaybettirmeler "Türkiye'yi küçük düşürme"; uyuşturucu ticareti, fuhuş "haber değeri bile olmayan konular" olarak nitelendirildi. 

İstanbul merkezli yürütülen bir soruşturma kapsamında 17 Ocak'ta evine yapılan baskınla gözaltına alınan ve 21 Ocak'a "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla tutuklanan Rahime Karvar hakkındaki soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlandı. Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla suçlanan Rahime Karvar hakkında hazırlanan iddianame, İstanbul 24'üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 36 sayfalık iddianameyi kabul eden mahkeme, ilk duruşmanın ise 12 Haziran'da görülmesini kararlaştırdı. 
 
Tutukluluğu devam eden Rahime Karvar hakkında hazırlanan iddianamede, PKK'nin tarihsel gelişimi, KCK yapılanması anlatılarak, Kürt basını PKK ve KCK ile ilişkilendirildi. 
 
Rahime Karvar'ın "Mercek" adlı program yaptığı hatırlatılarak ve bu programın Medya Haber TV'de yayınlanmasının suçlama konusu yapıldığı iddianamede, programda "tecrit" konusunun işlendiği belirtilerek, "tecrit" konusuyla programın "örgüt propagandasına" dönüştüğü iddia edildi. 
 
KAYIPLARI İŞLEMEK SUÇ OLDU
 
İddianamede, Rahime Karvar'ın devlet tarafından göz altında ya da gözaltı dışı merkezlerde kaybettiği kişilerin yakınlarını konuk alması, bunların hikayelerini işlemesi, cezaevlerindeki hak ihlallerini işlemesi suçlama konusu yapıldı. Bu programlarda, tutsaklara yönelik hak ihlallerinin "mesnetsiz iddia" olarak değerlendirildiği iddianamede,  bu programlarla "Türkiye devletinin kurumlarının aşağılanmaya ve küçük düşürülmeye çalışıldığı" yorumu yapıldı. Yine bu programlarda, Karvar ve konuklarının olay, olgu ve coğrafya tanımlama biçimleri de suçlama konusu yapılan iddianamede, kullanılan "Kürdistan" kavramı, bölgedeki çatışmaları "savaş" olarak ifade edilmesi de "suç unsuru" olarak sunuldu. 
 
DİLEK EKMEKÇİ DE SUÇLAMA KONUSU YAPILDI
 
Rahime Karvar'ın yurtlarda kalmak zorunda kalan kız çocukları ile kadınlara fuhuş yaptırıldığı, bunda MHP ve Ülkü Ocakları'nın rolünü açıkladıktan sonra MHP'liler tarafından tutuklanan avukat Dilek Emekçi hakkında yaptığı program da suçlama konusu yapıldı. Rahime Karvar'ın programda Dilek Ekmekçi'nin hayatını anlatırken, yetiştirme yurdundaki küçük kızların fuhşa sürüklendiği, Türkiye'de uyuşturucunun kullanımı ve ticaretinin arttığını, kara para aklandığını belirttiği ifade edilen iddianamede, "bu konuların haber değeri bile olmadığı" yorumu yapıldı. İddianamede, bu konularda Rahime Karvar'ın konuğunun yaptığı değerlendirmeler, "Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurumlarını ve bu kurumların bünyesinde bulunanları aşağılamaya ve küçük düşürmeye çalışıldığı değerlendirilmiştir" ifadeleriyle yorumlandı. 
 
KATLEDİLEN GAZETECİLER İÇİN 'ŞEHİT' DEMEK SUÇ 
 
Programda konuklarının kullandığı ifadelerin Rahime Karvar'a yönelik suçlamaya dönüştüğü iddianamede, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili Ömer Öcalan'ın sözleri "örgütü övücü" sözler olarak değerlendirilirken, Türkiye'nin hedef alarak katlettiği gazeteciler için "şehit" tabirinin kullanılması da suçlamalar arasında yer aldı. 
 
SANAL MEDYA PAYLAŞIMLARI
 
İddianamede, Rahime Karvar'ın yine Türkiye tarafından SİHA ile hedef alınarak katledilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'le ilgili sanal medya paylaşımları suç olarak nitelendirildi. İddianamede, Rahime Karvar'ın katledildikten sonra bedeni zırhlı araca bağlanarak sokaklarda gezdirilen Hacı Lokman Birlik ve cezaevinde katledilen Garibe Gezer ilgili paylaşımları da "suç" delili olarak kabul edildi. 
 
'ÖRGÜT ÜYELİĞİ'NDEN CEZA İSTEDİ
 
Rahime Karvar'ın programlarının yayınlayan Medya Haber TV'nin "örgüt propagandası" yapan bir kanal olduğu iddia edilen iddianamede, Rahime Karvar'ın bu kanalda sunuculuk yaptığı ileri sürüldü. İddianamede, Rahime Karvar'ın hapisle cezalandırılması talebi şu ifadelerle gerekçelendirildi: "Medya Haber TV'nin "örgütün amaç ve hedeflerini kitlelere yayılmasına aracılık edildiği, söz konusu yayınlarda örgütün kullandığı şiddete dair sempatiyi arttırma, hedef kitleye yapılacak eylemleri meşru gösterme suretiyle örgütsel eylemlere çağrı imkanı sağlandığı, böylelikle ulusal güvenliğe ve toprak bütünlüğüne ciddi riskler oluşturacak yayınlar yürütmesi, şüphelinin kanalda aktif bir şekilde muhabir olarak faaliyet yürütmesi ve kanalda yayınlanan programların yoğunluğu ve sürekliliği dikkate alınarak atılı örgüt üyeliği suçunu işlemiş olduğu anlaşılmıştır." 
 
MA / Ömer İbrahimoğlu