AMED - Anadil çalıştayında konuşan dil bilimciler, Kürtçe ve Süryanice için yapılan çalışmaların yetersiz olduğuna işaret etti.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Amed Şubeleri'nin "Anadilinde eğitimde çözüme doğru; olanaklar, engeller, öneriler" çalıştayının bugünkü oturumları sona erdi. Dördüncü oturumun moderatörlüğünü Stran Jiyan yaparken, dil bilimciler Sami Tan ve Malmisanij “Bölgede konuşulan lehçelerin reel durumu ve gelişim politikaları” başlığıyla birer sunum yaptı.
STATÜ VE DİL İLİŞKİSİ
Malmisanij, Kürtçenin Kirmançkî lehçesine yeteri kadar önemin verilmediğini söyledi. Kirmançkî kanalların olmamasını eleştiren Malmisanij, "Kuzeydeki Kürtlerin çoğu Türkleşmiş ve Türkçe konuşuyor” dedi. Bu duruma karşı çalışmaların yapılması gerektiğini belirten Malmisanij, "Son 40 yılda belediyeler, dernekler, vakıflar bazen güzel şeyler yapıyor. Kürtçe olan kreşler, kitaplar, dergiler var. Bugün Zazakî dergisi az. Zarok TV var. Farklı çalışmalar mevcuttur" diye kaydetti.
Malmisanij, “Dilbilimcilere göre bu dilin yüzde 90’ını ortadan kalkacak. Dilin prestiji önemlidir. Dilin prestiji de statüye bağlıdır. Statü ne kadar artarsa bu dil için o kadar önemlidir” diye konuştu.
'SOKAK SOKAK ÇALIŞMA YAPILAMALI'
Dilbilimci Sami Tan, Kürtçenin haritalandırılması çalışmasının yapılması gerektiğini söyledi. Kürtçenin her zaman canlı tutulması gerektiğini ifade eden Tan, "Dilimizin milyonlarca ya da trilyonlarca kelimesi olsun; konuşulmadıktan sonra o kadar önemli değil. Dilin günlük yaşamda kendini ortaya çıkarması lazım” dedi.
Kürtlerin dilin korunması noktasında güçlü bir irade ortaya koyması gerektiğini vurgulayan Tan, nesilden nesile aktarımın zayıf olduğuna işaret eti. Konuşma dilinin de yazı dili kadar gelişmesi gerektiğini ifade eden Tan, Kürtçe konuşmanın önemine vurgu yaptı.
Dil çalışmalarının sadece salonlarda olmaması gerektiğini belirten Tan, bunun için mahalle mahalle, sokak sokak çalışmanın yapılması gerektiğini vurguladı.
OKUL BAŞVURUSUNA DÖNÜŞ YAPILMADI
Süryani Dernekleri Federasyonu (SÜDEF) Başkanı Evgil Türker, “Süryanicenin reel durumu ve gelişim politikaları” konusunda konuştu. Türker, “Süryanice Ortadoğu’nun en kadim dillerinden biridir” dedi. Ortadoğu’nun en gelişmiş ticaret ve diplomasi dilinin zamanında Süryanice olduğunu söyleyen Türker, 2013-2014’de Süryanice okulun açılması için başvuruda bulunduklarını fakat yanıt alamadıklarını dile getirdi.
Türkiye’deki yazılı kanunların uygulanmadığını söyleyen Türker, “Vakıflarımız arasında Midyat’ta nasıl bir okul yapabiliriz diye tartışıyoruz. Diasporadaki kurumlar bütçe sağlansa belki bu yapılabilir" dedi.
Kuzey ve Doğu Suriye'de Süryani okullarının olduğuna dikkati çeken Türker, "Süryani okullarında Arapça ve Kürtçe eğitim de veriliyor. Güney Kürdistan’da da okullarda çocuklar eğitimlerini öğrenebiliyorlar. İran anayasasında da Süryanice okutuluyor. Süryanicenin engellenmesi, insanlara anadilinde eğitimin verilmesi insan hakları bağlamında suçtur ve bu bir kültürel soykırımdır. Bunların düzeltilmesi için yeni kanunlar lazımdır. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana Türk kimliğini üst kimlik olarak tanımlanırken, diğer dillerin eritilmesi hedeflenmiştir. Resmi ve inkarcı anlayış halklara dayatılmıştır.”
Çalıştayın ilk günü soru-cevap bölümüyle son buldu.
ÇALIŞTAY YARIN DA SÜRECEK
Çalıştay yarın 10.00’da Server Özer’in moderatörlüğünde Haydar Diljen’in “Anadilinde eğitim alanındaki dünya deneyimleri ve modellerine eleştirel bakış”, Yıldırım Arslan’ın “Özgün bir model olarak demokratik eğitim modeli”, Figen Aras’ın “Kadın özgürlükçü, demokratik eğitime yönelik değerlendirmeler” başlıklı sunumlarıyla devam edecek. Yine serbest kürsü kurulacak.