Ekolojist Yılmaz: İklim değişikliği kapitalizm kaynaklıdır

img
ANKARA - Polen Ekoloji İklim Çalışma Grubu'ndan Onur Yılmaz, yaşanan iklim değişikliğinin kapitalizm kaynaklı olduğunu belirterek, doğayla uyumlu bir yaşamın inşasının mümkün olduğunu vurguladı. 
 
Küresel ısınma, kuraklık ve sel gibi aşırı hava olaylarıyla etkilerini gösteriyor. Yine deniz seviyesinin yükselmesi, buzullarda erime, kuraklık ve don gibi sonuçları beraberinde getirdi. Geçtiğimiz günlerde yaşanan ve tarımsal üretimi olumsuz etkileyen zirai don da Türkiye'de iklim değişikliğini birkez daha gündeme getirdi. 
 
Polen Ekoloji İklim Çalışma Grubu üyesi Onur Yılmaz, iklim krizi ve sonuçlarına dair Mezopotamya Ajansı'nın (MA) sorularını yanıtladı. 
 
Son yıllarda hava sıcaklıklarında ani artışlar ya da düşüşler yaşanıyor. Bu tür ani hava değişimlerini duyuzuz ekolojik krizle bağı nedir? 
 
Öncelikle bu gibi hava durumu anomalileri ile iklim değişikliğinin ayrı şeyler olduğunu belirteyim. Hava durumundaki bu aşırı sıcaklık, yağış, yağışsızlık, hortumdan fırtınalara hava olayları iklim değişikliğiyle bağlantılı olarak daha sık, daha şiddetli ve daha yaygın hale geldi. Ve ne yazık ki veriler daha da kötüleşeceğini gösteriyor. Kısa süreli hava durumundan farklı olarak; iklim krizi ise bölgesel ya da dünyasal uzun vadede görülen döngüleri ve tahmin edilebilir olguları ifade ediyor. 2023 ve 2024 yıl ortalamaları 1,5 derecenin üzerinde gerçekleşmişti, 'La Nina' denilen daha soğuk geçen evrenin ardından bu Mart ayında bir kez daha küresel sıcaklık ortalaması 1,55 derece ile bu eşiğin üzerine çıktı. Bütün bu 'sürpriz' günlük hava durumu geçişleri -işte iklim değişikliğinin kontrolden çıkmaya doğru gidiyor oluşu- yeni iklim dengesinin henüz oluşmamasıyla ilgilidir. İklim sistemi yalnızca atmosferi değil, yeryüzündeki su ve buzul kütleleri de kapsayan dinamik ve kaotik bir sistem. Ancak sera gazı etkisiyle hızlanan ortalama sıcaklıklardaki artış havadaki nemi arttırıyor. Bu hem daha güçlü hava olayları demek hem de okyanus asitliği, sıcaklığı ve akışlarında bozulmalar demek. Bu dengeler bir pozitif geri besleme mekanizması olarak iklim değişikliğini kendiliğinden hızlandırır halde. Şuan ve yine buzulların erimesi, güneş ışınlarını daha az geri yansıtması ve deniz seviyelerinin artışı ile böyle bir mekanizma, emperyalist kapitalist üretim tarzının tüm krizlerine rağmen yol açtığı emisyonların artmaya devam edişi, bölgesel olarak da öngörülemeyen böyle yeni mekanizmaları ortaya çıkarıyor.
 
Hava olaylarındaki bu uç eğilimlerin arkasındaki dinamikler neler? Özelikle fosil yakıt kullanımı, sanayi üretimi gibi faktörlerin etkisini nasıl açıklarsınız?
 
 
Yeryüzü olduğundan beri iklimi sürekli değişmiştir. Günümüzde yaşanan iklim değişikliği ise küresel yayılma süreci 500 yıllık olan kapitalizm kaynaklıdır.
 
Yeryüzü olduğundan beri iklimi sürekli değişmiştir. Daha önceki kitlesel türlerin yok oluşuna baktığımız zaman da iklimin belirleyici olduğunu görüyoruz. Günümüzde yaşanan iklim değişikliği ise; kendisi 250 yıllık olan ve kendisini ortaya çıkaran sömürgecilik ve küresel yayılma süreci 500 yıllık olan kapitalizm kaynaklıdır. Kapitalist üretim tarzı, en kısa sürede en çok kârı elde etmek için üretimin sürekli hızlandırıldığı, doğaya hammadde ve atık alanı olarak sürekli el konulduğu, kendisi dışında herhangi bir toplumsal örgütlenmeye imkân vermeyen bir sömürü sistemidir. Üretim faaliyeti insanın varoluşunun bir parçasıdır ve her toplumsal düzende doğayla etkileşiminin adıdır. Ancak daha önceki toplumsal düzenler üretici güçler (nicel ve nitel, teknik yönden) gelişkin olmadığından; doğa ve iklim üzerindeki etkisi sınırlıydı. Dolayısıyla soyut olarak 'insan kaynaklı' demek yerine somut olarak içinde bulunduğumuz tarihsel toplum düzenini işaret etmek sorunun kaynağını belirlemek için önemlidir.
 
Sermaye merkezli sanayi faaliyetleri doğa ve atmosfere nasıl bir etkide bulunuyor, etkiler Türkiye gibi ülkelerde neden bu kadar görünür hale geldi?
 
Kapitalist üretimin 1950'lerle birlikte sıçramalı geliştiğini söylemiştik. Bunda savaş sonrası yıkımın telafi edilmesi için yapılan yatırım atılımları etkili oldu. Özellikle de otomasyon ve ulaştırma teknolojilerinin gelişimi etkili oldu. Dünya nüfusu 1980'lere kadar çok hızlı arttı. Bu dönemde sözde bir 'gıda yetmezliği' lafzıyla aşırı kimyasal gübre kullanımına ve monokültüre dayalı büyük tarımsal üretim 'yeşil devrim' olarak sunuldu. 1980'lerle birlikte kapitalizm sadece meta dolaşımını değil, üretim alanını da uluslararasılaştıracak kadar sermaye yoğunlaşmasını sağlamış durumdaydı ve ağır sanayi ucuz iş gücü ülkelerine kaydırıldı. Bugün ABD'ye emperyalist rekabette rakip olan Çin bu ülkelerin başında geldi. Tüm bu süreç elbette çok büyük bir atık ve emisyon sorunu yarattı. Sermaye döngüsü hızlandıkça özellikle emperyalist ülkelerde 'kullan-at' tüketim toplumu kültürü yerleşti. Kimyasal kirliliğe, plastik ve mikroplastik kirlilikleri eklendi. Okyanusların dibinden anne sütüne kadar her yerde rastlanılır hale geldi. Salgın hastalıklar artarken; kanser, parkinson gibi kimyasal maruziyetle gelişen hastalıklar Türkiye gibi kirli sanayi ülkelerinde patlama yaptı.
 
Türkiye'de sıklaşan çevresel felaketlerin 'doğal afet' olarak tanımlanmasını nasıl tanımlıyorsunuz?
 
 
 İklim değişikliği ve diğer tahribatlar sonucu ortaya çıkan bu felaketler asla 'doğal' olarak değerlendirilemez, yaşananlar işçi sınıfı ve ezilenlere yönelik sömürü ve baskı sisteminin bir parçasıdır.
 
Türkiye'de bu süreçlerin hepsini günbegün yaşıyoruz. Özellikle emperyalist bölge politikalarının parçası olan Türk devleti, tıkanıklığını aşmak için coğrafyada savaşlara girişerek geri dönüşsüz doğa tahribatına yol açtı. AKP iktidarlarının alamet-i farikası olan enerji, inşaat, maden sektörleri ihya olurken bu yoğun saldırıdan nasibini almamış kent kalmadı. Türkiye devlet eliyle yürütülen bu doğal varlıkları yok etme saldırısının yanında, bir felaketler ülkesi haline geldi. Her yıl birkaç büyük can kayıplı sel, yangın, toprak kayması, bina çökmesi, fırtına, vb. felaketlerle geçiyor. İklim değişikliği ve diğer tahribatlar sonucu ortaya çıkan bu felaketler asla 'doğal' olarak değerlendirilemez, yaşananlar işçi sınıfı ve ezilenlere yönelik sömürü ve baskı sisteminin bir parçasıdır. Altyapı uygun koşullara getirilmez, hastalıklara önleyici tedbirler alınmaz, felaket sonrası hızlı toparlanma sağlanmaz, kamusal hizmetler olabildiğince kesilir ve elbette sağlıklı bir çevre havası, suyu, toprağı, gıdasıyla ortadan kaldırılır.
 
 İklim krizi sadece çevresel değil, aynı zamanda sistemsel-politik bir kriz midir sizce? Bugünkü üretim-tüketim modelleriyle bu krizin çözülmesi mümkün mü?
 
İklim değişikliğinin, ekosistemlerin zayıflamasıyla büyük çevresel krizlere yol açtığından bahsettik. Bu krizler kimi zaman malların üretilmesi ve tedarikinde aksamalara da yol açabiliyor. Salgında gördüğümüz gibi, tedarik zincirleri kopabiliyor. Emperyalist rekabet devreye giriyor ve "kaynak milliyetçiliği" ile ekonomik dengeleri değiştirebiliyor. Suriye iç savaşının başlamasından hemen önceki gibi, kuraklık ve tarımsal üretimdeki kayıplar büyük halk isyanlarını tetikleyen faktörlerden olabiliyor. Ama en nihayetinde, askeri güçle, siyasi zorla belirlenen bir toplumsal baskı düzenidir bu sistem ve bu çevresel krizi; insanların, canlıların bir kısmını yok ederek, feda ederek yoluna devam etmenin yolunu bulabiliyor. Bugün kü iklim krizinin geldiği nokta, çok daha büyük altüst oluşlara gebe ve bu nedenle, sermayenin çatı örgütleri olan Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı'na (NATO) kadar yapılar, iklim değişikliğini en büyük tehdit olarak görmektedir. Belirli bir aşamada, paylaşım savaşlarıyla çözülemeyecek kadar ağır toplumsal kaoslar, üretimin yapılamaması, belirli coğrafyaların yaşanılamaz hâle gelmesi ve iklim göçleri önümüzdeki birkaç on yıl içinde gelişecek. Dolayısıyla, kapitalizm her şeye muktedir gibi görünse de doğanın güçleri nihai olarak belirleyicidir. Tarihsel materyalist ve bilimsel yaklaşım bize bunu söylüyor.
 
Birçok bilimsel raporda "küresel sıcaklık artışını 1.5 derece ile sınırlamak için üretim ve tüketim alışkanlıklarında radikal dönüşümler gerekiyor" deniliyor. Bu dönüşümün önündeki en büyük engel nedir sizce? Siyasi irade mi, sermaye yapıları mı yoksa farkı şeyler mi?
 
 
Burjuva siyasetin çözüm olamadığı görüldükçe ezilenler ya faşizmin sosyal yörüngesine giriyor ya da devrimcileşiyor. Bir diğer engelin tabii ki bu yeni faşist hareketler olduğunu söyleyebiliriz.
 
Buradaki 1.5 derece iklim değişikliğini kontrolden çıkmasından önceki güvenli eşiklerden biri olarak iklim bilimsel bir anlam taşısa da gerçekte politik boyutu daha çok öne çıkıyor. Birkaç yıl öncesine kadar 19'uncu Yüzyıl ortalamalarına göre artış 1,1 ile 1,2 derece düzeyinde idi ve bu eşik hedefi çok büyük bir aciliyeti işaret ediyordu. Bu aciliyet bahsedilen 'radikal' dönüşümleri gerektiriyordu ve bunu da ancak devlet çapında büyük örgütlenmeler yapabilirdi. Bu yaklaşım bütün bir iklim siyasetini, devletlerarası diplomasiye ve hükümetlerin dönüşüm programlarına indirgedi ve halklara düzeni sonra değiştirirsiniz, önce iklimi kurtarın söylemine ikna etti. Ancak bu söylemin giderek çöktüğünü görüyoruz. Zira ne diplomasi ne yeşil düzen programları iklimi iyileştirmedi, aksine felaketleri katladı. Dolayısıyla en büyük engel tabii ki nesnel olarak sermaye güçleri, devletler, ordular, sınırlar, çeteler, vb. ancak öznel olarak ise toplumsal hareketlerdeki antikapitalist ve devrimci dinamiklerin zayıflığı, düzen-içi eğilimlerin etkisini korumasıdır. Burjuva siyasetin çözüm olamadığı görüldükçe ezilenler zaten siyaseten uçlara doğru savruluyor ya faşizmin sosyal yörüngesine giriyor ya da devrimcileşiyor. Bir diğer engelin tabii ki bu yeni faşist hareketler olduğunu söyleyebiliriz.
 
 İklim adaleti kavramı, bu tartışmaların neresinde durmalı? Yani iklim krizi karşısında sorumluluğun adil paylaşımı neden bu kadar önemli?
 
İklim adaleti, son yılların popüler kavramlarından biri oldu. Ancak içeriği doğru ifade edilmediğinde, ezilenler açısından yanlış politik sonuçlara yol açabiliyor. Kısaca şunu söylemek gerekir: bu düzende adaletin kırıntısını sağlayacak bir alan kalmadı. Adalet, ancak demokratik ve sosyalist devrimci dönüşümlerle sağlanabilecek bir toplumsal inşa meselesidir. ABD, AB bloku, Çin, Rusya ve Japonya gibi emperyalist ülkelerde yaşayan işçi sınıfları, elbette tarihsel olarak bu emperyalist yağmadan dolaylı olarak yararlandılar, pay aldılar. Ancak bu ülkelerdeki sömürü ve doğa tahribatı da kesintisiz bir şekilde sürdü. Bugün Trump, üretimi yeniden ABD'ye taşıma baskısı yaparken, şirketlere kârlarından vazgeçmeyi dayatmıyor; aksine, ABD işçi sınıfını Bangladeş işçi sınıfı kadar sömürebilecek koşulları yaratmayı vadediyor. "İstihdam" sihirli sözü ve yeniden orta sınıflaşma beklentisiyle, ABD işçi sınıfının bir kısmı Trump'ın peşine takılabiliyor.
 
Kapitalizmin çöküş süreci içinde eko-sosyalist süreç nasıl inşa edilebilir?
 
 
Kapitalizm çürüyor, ufukta sosyalizmin ışığı beliriyor. Bizim görevimiz, bu ışığı her yüreğe taşıyarak onları birer devrimci hücreye dönüştürmektir. 
 
Kapitalizm çürüyor, ufukta sosyalizmin ışığı beliriyor. Bizim görevimiz, bu ışığı her yüreğe taşıyarak onları birer devrimci hücreye dönüştürmektir. Doğayla uyumlu, ekoloji bilimini sahiplenen bir sosyalizmin inşası için insanlığın tarihsel birikimi mevcuttur. Bu nedenle ekolojik çöküşü de getiren bu çürüyen düzenin iradi bir biçimde, devrimci öznenin örgütlülüğüyle yıkılması ve eş zamanlı olarak yeninin inşasının başlamasını kendi yaşam sürelerimiz içinde görebilmeye kesinlikle emin olmalıyız. Pek çok tartışmada 'yarını bugünden kurmak' şeklinde ifade edilen bugünkü komün, komünal yaşam örnekleri bu inşalar için nüveleri oluşturuyor ve çok kıymetliler. Ancak daha zayıf olduğumuz nokta; yıkıcı gücümüzün inşası, karşımızdaki devasa askeri zor aygıtlarını alaşağı etmenin yolu sınıf savaşını bu düzeyde verecek ideolojik sıkılıkta bir örgütün inşasına bağlı. Aklımızı, enerjimizi bu devrimci mücadele örgütlerinin büyümesine, kitleselleşmesine ayırarak ancak sosyalizme olan inancı büyütebiliriz. Devrimci başarılar, geleceği kazanma duygusunu kitlelere yaydıkça insanlığın nasıl bir kolektif hayal gücüne sahip olduğunun örnekleri de daha fazla ortaya çıkacaktır. Eko-sosyalist süreci, devrimler çağında yeni iklim sistemine ve doğal koşullara uyum süreci olarak düşünebiliriz. Sermaye boyunduruğundan kurtulmuş insan ve canlı refahının sağlandığı, kendini yöneten bir politik toplumun, tüm bir ekonomik altyapıyı söküp baştan planladığı bir süreçtir.
 
MA / Ömer Güngör
 

Diğer başlıklar

00:22 Çewlîg'de 3.8 büyüklüğünde deprem
23/06/2025
23:30 Trump: Saldırıyı önceden haber verdikleri için İran'a teşekkür ederim
22:57 'Demokratik Toplum Buluşması'nda süreç tartışması
22:43 Hamaney’den ABD saldırısı sonrası ilk açıklama
22:23 Ortadoğu'da hava sahaları bir bir kapanıyor
21:24 THY'nin Ortadoğu seferleri iptal
20:58 Yerine kayyım atanan eşbaşkandan Avrupa heyetine eleştiri
20:36 BM'den İran'ın saldırısına ilk tepki
20:29 Katar'dan açıklama: Egemenlik ihlali
20:19 İran'dan Katar ve Irak'taki ABD üslerine füze saldırısı
20:11 İstanbul Barosu önünde tutuklanan avukata destek açıklaması
20:04 'Zehire değil, emeğe sarıl' nöbeti
19:45 Katar hava sahasını kapattı
19:39 DEM Parti yarın Adalet Bakanı ile görüşecek
19:17 Ekolojistler ayakta: 'Kıyım' yasasını geri çekin
18:48 Aydın'da tarım alanlarında yangın
18:14 Hezex'te uyuşturucuya karşı yürüyüş
17:15 FİSA: Devletin ihmali sonucu 312 çocuk yaşamını yitirdi
17:07 Mereto'da keşfedilen kilise ziyareti dönüşünde kaza: 5 ölü
16:40 Gülizar Yıldız'ın taziyesine kitlesel ziyaret
16:22 ‘Çatışma ve çözüm süreçlerinde çocuk’ konferansı düzenlenecek
16:06 AKP’li vekilin madeninde kaçak atık havuz inşasına köylülerden tepki
15:48 SES: Demokratik zeminde grevli bir toplu sözleşme istiyoruz
15:42 Savunmaya baskıyı protesto eden avukatların yürüyüşüne engel
14:46 Gülizar Yıldız’ın katledilmesine ilişkin açıklama
14:34 Egîdê Cimo Müzik Okulu ilk mezunlarını verdi
14:23 PJAK’tan Azeri halkına mesaj: Bizden yana hiçbir tehdit yok
14:14 ‘Çocuğa cinsel istismar’ davasında tutuklama talebine ret
14:09 Madımak anmasına katılım çağrısı
14:09 Rapor: Bolu Cezaevi cezalandırma kampına dönüştü
13:32 DEM Parti: Partiler komisyon için yarın Meclis’te bir araya gelecek
13:26 MSD Şam’da kiliseye yapılan saldırıyı kınadı
13:17 Cumartesi Annesi Emine Ocak yoğun bakımda
13:16 İzmir ve Manisa'da orman yangınları
13:10 Gülizar Yıldız’ı katleden fail tutuklandı
12:43 İsrail Evin Cezaevi’ni bombaladı
11:19 Avrupa Yerel Yönetimler Kongresi Başkanı'ndan DEM Parti'ye ziyaret
11:15 Gazeteci Rabia Önver'in soruşturmasında takipsizlik
11:05 ‘Hafıza ve Adalet’ buluşmasının sonuç bildirgesi: Devlet adım atmalı
10:57 Kürt Kadın Birliği'nde 'kadın ittifakı sekretaryası' oluşturuldu
10:31 Kızıl Kürdistan hakkında yeni belge: Rus arkeoloğun Minkend izlenimleri
10:24 İran rejimi çökmenin eşiğinde: Kürt güçleri sorumlu davranmalı
10:13 Silopiya'da erkek şiddeti: Hamile kadın bebeğini kaybetti
10:02 Rojhilat’ta baskı arttı: Gözaltı ve internet yasağı
09:22 Ukrayna: Rusya saldırısında 4 kişi hayatını kaybetti
09:22 Abdullah Öcalan'dan Kürt Ulusal Kongresi çağrısı
09:19 Êzidî köyünde karakol yapımı için ağaç kıyımı başladı
09:17 EMO Amed: Yangının elektrik direklerinden çıkması yüksek olasılık
09:15 Bir kişiyi ağır yaralayan, birini de katleden faili aklama gerekçesi: Akli dengesi yok
09:09 'Barışa Giden Yol' buluşması: El ele vererek barışı sağlayabiliriz
09:03 Zeytinlik teklifi: Çevre, orman ve zeytincilik kanunlarının ruhunu yok edecek
09:00 23 HAZİRAN 2023 GÜNDEMİ
22/06/2025
23:54 İsrail, İran'a saldırdı
23:51 Şam: Saldırıyı DAİŞ düzenledi
23:41 Çin, ABD'nin saldırılarının BM Şartı'nı ihlal ettiğini belirtti
23:06 Özerk Yönetim'den Şam'a: Terörle mücadelede iş birliğine hazırız
21:49 Pîran'daki yangın 100 dönüm ekili araziyi kül etti
21:46 Silopiya'da bir kadın katledildi
21:37 Bine yakın Iraklı Hol Kampı’ndan ayrıldı
21:33 Tülay Hatimoğulları Şam'daki saldırıyı kınadı
21:27 DEM Parti’den Konya’da halk buluşmaları
21:10 Göçük altında kalan işçi hayatını kaybetti
20:50 İsrail hava sahası tekrar uçuşlara açıldı
20:12 Şam’daki bir kiliseye saldırı: 20 kişi hayatını kaybetti
19:38 Amed'de uyuşturucuya karşı farkındalık çalışması
18:49 İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan: Saldırılara kesinlikle sert yanıt vereceğiz
18:41 Yeni Yol Grubu'ndan Sûr’da 'uyuşturucuyla mücadele' nöbeti
18:28 ‘Barışın yolunu açmak’ konferansının sonuç bildirgesi açıklandı
17:50 'Barışın yolunu açmak' konferansı: Süreç için idari ve yasal önlemler alınmalı
17:11 DFG'nin 3’üncü Genel Kurulu gerçekleştirildi
17:08 İran Meclisi, Hürmüz Boğazı'nı kapatma tasarısını onayladı
17:03 Gazeteci Fatih Altaylı tutuklandı
16:50 Dev Yapı-İş: Teknik Elemanlar Meclisi'ni kurdu
16:45 Bülent Arınç: Süreç için komisyonun kurulması önemlidir
16:39 İşçiler grevde, İzBB grev kırıcılığında
16:33 Kürt Kadın Birliği Platformu: Kadınlar ulusal birlikte öncü rol oynayacak
16:31 Manisa ve Muğla'da orman yangını
16:28 Ömer Öcalan: Onurlu bir barışa ihtiyacımız var
16:17 Emekçiler barış için buluştu: Hep beraber barış sürecini öreceğiz
14:02 Tülay Hatimoğulları: AİHM kararları acilen hayata geçmelidir
13:54 Taksim ve Şişhane metro istasyonları kapatıldı
13:18 Tahran'dan ABD saldırısı sonrası İsrail'e füzeli saldırı
12:32 Özgür Özel: Barışı inşa etmek hepimizin ortak sorumluluğu
12:26 İmamoğlu'ndan süreç mesajı: İdari ve hukuki düzenlemeler hayata geçirilmeli

Gelecek Partisi’nden 10 maddelik çözüm önerisi
12:15 DEM Parti’den konferansa mesaj: Her çaba çözüme daha fazla yaklaştıracak
11:30 İran’da 5,1 büyüklüğünde deprem
11:25 İHD buluşmasında 'barış nasıl sağlanır' tartışıldı
11:11 ‘Barışın Yolunu Açmak’ konferansı: Demokrasi cephesi çözüm önerisi sunmalı
09:51 Jin derginin yeni sayısı yayında
09:45 JİTEM'ci Atak'ın otelinin 'yangın denetimini' yapan itfaiye müdürlüğüne silahlı baskın
09:13 Hamaney'e yakın isimden ABD’ye tehdit: Hürmüz Boğazı kapatılsın
09:11 Hasta tutsak Besra Erol'un infazı 6 ay ertelendi
09:10 Kurs eğitmeninin 'çocuğa cinsel istismar' davası yarın
09:10 Şüpheli şekilde yaşamını yitiren inşaat işçisinin babası: Adalet istiyorum
09:08 Eskişehir'de doğa talanına 'milli mücadele' kılıfı
09:07 ‘Öcalan ile görüşmek istiyorum’ kampanyası: Bakanlığa başvurular sürüyor
09:06 Askerlerin öldürdüğü Yıldırım'ın ailesinden tazminat istendi
09:06 Devlet hastanesinde tıbbi malzemeler çalındı iddiası
09:05 Elbak’ta genç nüfus azalıyor: Neden yasaklar ve işsizlik
09:03 Petrolün bulunmadığı yaylada 'kuyular' açılıyor
09:00 Penseli işkenceye maruz kalan tutsağın babası: Tedavisi engelleniyor
09:00 22 HAZİRAN 2025 GÜNDEMİ
08:23 Amed'in 3 ilçesinde çocuklar için tiyatro gösterimi yapıldı
07:48 Netanyahu’dan ilk açıklama: ABD’nin eylemi tarihi değiştirecek
07:39 ABD İran'ın nükleer tesislerini vurdu: Kilit nükleer tesisler yok edildi
21/06/2025
23:13 Amed’in 3 ilçesinde 'Demokratik Toplum Çağrısı' buluşmaları: Çağrıyı daha fazla sahiplenelim
22:25 Husiler: ABD saldırılara katılırsa gemilerini vururuz
21:57 Gazeteci Fatih Altaylı gözaltına alındı
21:47 Başından vurulmuş halde bulunan Danıştay hakimi öldü
21:42 Mêrdîn'de kadın ve çocuk cinayetlerine karşı yürüyüş
20:58 İsrail, yardım bekleyen 450 Filistinliyi katletti
20:42 DEM Parti'den hasta tutsak Yüksekbağ için İHİK başvurusu ve soru önergesi
20:31 VOA Kürtçe kapatıldı: Washington hükümetinin büyük bir yanlışıdır
20:01 ‘Çocuk işçiliği arttıkça, çocuk işçi cinayeti artıyor'
19:51 Eğitim Sen'den kadın çalıştayı
19:36 DYO Boya işçilerine dayanışma ziyareti
19:10 Birçok kentte 'İsrail’le tüm ilişkiler kesilsin' çağrısı
19:04 Aydın'da barış ve demokratik toplum buluşması
18:35 Cudî’deki yangın söndürüldü
18:32 'Barışa Giden Yol: Hafıza ve Adalet’ buluşmasında barış talebi yükseldi
18:25 Amed’de uyuşturucuya karşı yürüyüş: Toplumsal mücadele yürütmeliyiz
18:10 İran rejimi 5 Kürt yurttaşı daha tutukladı
17:18 Aydın'da orman yangını
17:14 Erdoğan, İran Dışişleri Bakanı Erakçi ile görüştü
16:47 Emeklilerden 7 talep
16:28 Halide Türkoğlu: Jin, jiyan, azadî felsefesini büyüteceğiz
15:45 ‘Mülteci haklarının sağlanması için kalıcı çözümler geliştirilsin’
15:17 İran Dışişleri Bakanı: ABD’nin de saldırabileceğini duyduk
14:56 KHK'liler: Savaşa karşı barışı savunacağız
14:54 Kanser hastası tutsak Can ve Tat'ın tedavileri engelleniyor
14:44 Alevi kadınlardan 'barış' buluşması
14:33 Cudî Dağı’nda yangın
14:07 İmamoğlu'ndan DEM Parti ziyareti açıklaması: Meclis’te komisyon kurulmalı
13:15 Kayıp yakınları: Cezasızlık politikasına son verilsin
13:09 Cumartesi Anneleri, Mustafa Sayğı'nın akıbetini sordu
11:39 Meletî'de deprem
11:37 Ormanlar için yangın önlemi
11:33 Lityum fabrikasında patlama: 2 işçi öldü
11:28 Ayşe Gökkan: Birlik toplumumuzun dermanıdır
Kongra Star: Yüz yıllık acının ilacı ulusal birliktir
11:09 Eren Bülbül’ün annesi: Başka annelerin evlatlarını kaybetmesine rıza gösteremem
Uğur Kaymaz’ın annesi: Gözyaşı değil adalet ve eşitlik istiyoruz
11:00 'Kürdistan'da 100 yıl: Hakikat Adalet ve Barış' çalıştayı
10:24 İsrail-İran savaşında 9’uncu gün: Karşılıklı saldırılar sürüyor
10:13 Kürt Kadın Konferansı: Tarihi süreçte rolümüzü oynamalıyız
10:01 Nurcan Aslan’ın tahliyesi 3 ay ertelendi
10:00 AB-İran görüşmesi: Cenevre'den sonuç çıkmadı
09:20 'Demokratik Toplum Çağrısı'na selam: Mizgîn
09:16 Selahattin Soro: İsrail-İran savaşı riskli bir dönem, Türkiye hızla adım atmalı
09:09 Yatağa kelepçeli, asker gözetimde intihar iddiası: 6 yıldır eşinin katilini arıyor
09:08 Abdullah Öcalan’ın çağrısını destekleyen tutsağın tahliyesi ertelendi
09:06 Bedlîs'in son tütüncüleri kriz ve yasaklara direniyor