ADANA - Bedenleri hakkındaki söz sahibinin kendileri olduğunu belirten kadınlar, “Bedenimiz, emeğimiz, kimliği bizimdir. Haklarımızdan, hayatlarımızdan, mücadelemizden vazgeçmiyoruz" dedi.
Türkiye’de değişmeyen gündemlerden biri kadınlar ve bedenleri üzerinde kurulmaya çalışılan tahakküm. Kadınlar, yılın her günü bedenleri, hayatları, söylemleri kısacası hayatı ve yaşama şekilleri nedeniyle türlü baskılara karşı direniyor. 13 Nisan Cumartesi günü Sivaspor-Fenerbahçe maçında erkek futbolcuların “Doğal olan normal doğum” pankartıyla sahaya çıkması iktidarın cinsiyetçi politikalarını bir kez daha gözler önüne sererken, kadın cephesi var olan erkekliğe karşı mücadeleyi elden bırakmıyor.
AMAÇ BİAAT ETTİRMEK
İskenderun Kadın Platformu üyesi avukat Mehtap Sert, kadının biat ettirilerek kamusal alanda görünmez kılınmaya çalışıldığını belirtti. Mehtap Sert, “Bakım yükümlülüğü tarihsel bir görev olarak kadına yüklenmiş. Paralelinde üremenin kontrolü de kadının görevi haline getirildi. Doğum kontrol yöntemlerinin kadın sağlığı üzerinde etkisi çok fazla. Zahmetli ve sorumluluk isteyen bir konuda erkeklerin doğum kontrol yöntemleri 5 bile değilken kadınlar için 20’den fazla doğum kontrol yöntemi mevcut. Cinsiyet eşitliliğinin gözetilmemesi, toplumun muhafazakar, gerici yapısının aynasıdır. Kadının her alanını işgal ederek, söz kurma ve karar verme yetisi elinden alınmak isteniyor. Sağlık Bakanlığı’nın futbol sahalarına yansıyan kampanyası, ‘Aile Yılı’ ilanından bağımsız değildir. Vajinal olmayan doğumda doğum sayısı üçle sınırlıdır. Oysa ‘Aile Yılı’nın hedefi daha fazla çocukla kadını eve mahkum etmek. Aile olmak kutsal ise ve aile olmak için çocuk şartsa yüzlerce çocuk depremde kimsesiz kaldı. Doğurmak şart değil. Oysa ‘Onlara bir aile olalım’ gibi bir kampanya yok” diye belirtti.
PATRİYARKAL DÜZENİN BİR PARÇASI
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Adana Kadın Meclisi üyesi Gülcan Aydın, doğum kontrol yöntemlerinin büyük çoğunluğunun kadın bedeni üzerinden uygulandığını, bunun da var olan eşitsizliğin en somut hali olduğunu dile getirdi. Gülcan Aydın, “Kadın bedeni üzerinde bir iktidar kurma çabasının açık göstergesidir. Kadının nasıl doğuracağına, kaç çocuk yapacağına, hatta nasıl yaşayacağına dair kararların dahi siyasal otoritelerce belirlenmeye çalışıldığı bir dönemdeyiz. Biliyoruz ki kadının bedeni üzerinden kurulan bu denetim; sadece sağlık politikalarıyla sınırlı değildir. Aynı zamanda, kamusal alandan özel alana sürekli kontrol altında tutmaya çalışan patriyarkal düzenin bir uzantısıdır" ifadelerini kullandı.
‘KUTSAL’ ROLLER BİÇİLİYOR
AKP’nin ilan ettiği "Aile Yılı"na dikkat çeken Gülcan Aydın, şöyle devam etti: "Kamusal yaşamda eşit temsilden, istihdama erişimden, şiddetsiz bir yaşam hakkından mahrum bırakılan kadınlara daha çok çocuk doğurarak 'kutsal' roller biçilmeye çalışılmaktadır. Ancak bizler bu politikaların kadını görünmez ve bağımlı kıldığını çok iyi biliyoruz. Bizler, kadınların sadece doğurganlıklarıyla değil, düşünce, emek ve örgütlü gücüyle var olduğunu belirtiyoruz. Kadın bedenini hedef alan her türlü düzenlemeye karşı eşit, özgür, laik ve şiddetsiz bir yaşamı savunuyoruz. Kadınların haklarına sahip çıkmasının, tahakküm düzenine karşı en güçlü yanıt olduğunu biliyoruz. Bu nedenle ‘Bedenimiz, emeğimiz, kimliği bizimdir. Haklarımızdan, hayatlarımızdan, mücadelemizden vazgeçmiyoruz’ diyoruz."
MA / Hamdullah Yağız Kesen