AMED - Kürt sorununun çözümsüzlüğünden herkesin zarar gördüğünü belirten Hak İnisiyatifi Derneği Yürütme Kurulu Üyesi Fethi Tapaç, çözümün kalıcılaştırılması için mevzuat ve yaşaların değişmesi gerektiğini ifade etti. 

 

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti, 28 Aralık 2024 ve 22 Ocak olmak üzere 2 kez görüştü. İmralı’da yapılan görüşmeler ardından  kamuoyuna yansıyan Abdullah Öcalan'ın mesajları tartışılmaya devam ediyor.  

 

Hak İnisiyatifi Derneği Yürütme Kurulu Üyesi Fethi Tapaç, sürece dair değerlendirmelerde bulundu. 

 

‘YASAL ZEMİN ÖNEMLİ’

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çağrısı sonrası yapılan görüşmeler ve kamuoyuna yansıyan mesajların olumlu olduğunu kaydeden Tapaç, Kürt sorununun çözümsüzlüğünden herkesin zarar gördüğünü vurguladı. Denklemlerin hızlıca değiştiği Ortadoğu coğrafyasında Kürt sorununun can alıcı bir mesele olduğunu kaydeden Tapaç, “Temennimiz insanların barış ve birlikte içinde yaşadığı bir coğrafya olsun. Birçok yerde savaşlar son buluyor, bu sorun da bir şekilde son bulsun" dedi. Kürt sorununun çözüm yerinin Meclis olduğunun altını çizen Tapaç, meselenin çözümüne dair çokça tartışma yürütüldüğünü de anımsattı. Bir an önce Meclis’te bu durumun yasal güvenceye alınması gerektiğini ifade eden Tapaç, “Sadece görüşmelerden çözüm çıkmaz. Anayasal bir çerçevede bunlar değiştirilmelidir. Bunların kalıcılaşması için mevzuat ve yasa değiştirilmelidir. Bu sorun ancak böyle bitebilir. Devlet Bahçeli'nin ve Erdoğan'ın bir önce ki dönem söylediği ile olmuyor. Çünkü hesaplarına gelmediği zaman ‘biz masayı deviriyoruz’ diyecekler.  Ama bu iş yasalarla bağlanırsa temelli çözülecek. Yasalar önemli" diye konuştu. 

 

EŞİT YURTTAŞLIK HAKKI

 

Hakların kalıcı olması gerektiğini kaydeden Tapaç, “Kişilerin inisiyatifine bırakılmamalıdır. Eşit yurttaşlık hakkının verilmesi lazım. Bu coğrafyada yaşıyorsak ortak yaşam olmalıdır. Bundan dolayı Kürtlerin dilleri eğitim dili olmalıdır. Kültürel hakları verilmelidir. Coğrafyalarının isimlerinin iadesi, eşit yurttaşlık temelinde yeniden bir anayasanın düzenlenmesi gerekiyor. Aksi takdirde keyfiyetçiliğe kavuşuyor. Böyle olunca da sorun maalesef çözülmüyor.  Sorunun çözümünün önünde engeller var. Bundan kaynaklı oluşan rant alanının da ortadan kaldırılması gerekiyor. Ortadaki özel hukukun ortadan kaldırılması gerekiyor. Hukukun her yerde eşit uygulanması lazım. İnsan hakları ve evrensel hukuk ilkelerinin işlemesi gerekiyor. Bunlar olmadığı vakit sorunlar inisiyatifle ya da zaman zaman esnetilerek çözülüyor. Bu da mevzuatlara ve yasaya bağlı değil. Sivil toplum olarak talebimiz; bunların güvence altına alınmasıdır. Bunlar güvence altına alınmadığı takdirde, toplum, ekonomi ve coğrafya zarar görüyor" dedi. 

 

Kürtlerin taleplerin çözmenin zor olmadığını kaydeden Tapaç, "Bu durum bir kesime özel alan sağlıyor ve bu kişiler 'Sorun çözülürse özel yetkilerim kaybolacak' diyor. Onun için 1921 kurucu anayasaya geri dönülmeli. O dönem ki anayasada her şey çok net belirtilmiş” ifadelerini kullandı.  

 

DÜŞÜNCE VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ

 

Hukuk ilkelerinin işletilmesi gerektiğini ifade eden Tapaç, "Kayyımların atanması yasaya uygun değil. Dolayısıyla demokrasi, ifade ve düşünce özgürlüğü istiyoruz. Bunlar mevcut anayasada zaten var ve işletilseydi Wan'a kayyım atanmazdı. Mevcut anayasaya bir kere herkes uymalı ondan sonra oturup konuşmalıyız. Halklar bu coğrafyada acı ve gözyaşı istemiyor. İnsanlar Anayasada belirtilen haklarını istiyor ve seçme ile seçilme hakkını kullanmak istiyor. Devlet Bahçeli, Türkiye kamuoyunu bir şeye hazırlamak istiyor. Ancak ondan önce mevcut olan yasaya bağlılığımızı ifade etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

 

MA / Müjdat Can