Kırşehirlilerden maden tepkisi: Suyumuza, toprağımıza sahip çıkacağız 2025-08-07 09:15:11   ANKARA - Kırşehir'de açılmak istenen maden ocaklarının kaynaklarını kurutacağını, tarım ve hayvancılığı yok edeceğini, ekolojik felaketlere neden olacağını belirten yurttaşlar, projenin durdurulmasını istedi.    Kırşehir'de Koç Holding ve Fernas İnşaat ortaklığıyla açılmak istenen altın madeni ocakları projesine karşı kentlilerine tepkisi sürüyor. Kentin Boztepe ilçesiyle Körpınar, Çimenli, Kızılcaköy ve Örcün köylerinin arazisini kapsayan yaklaşık 6 bin hektarlık tarım, mera alanını etkileyen proje, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecinde iki kez ertelendi. İlk olarak 2013 yılında planlanmasına başlanılan proje, 20 Aralık 2024'te Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İnceleme Değerlendirme Komisyonunca Çevresel Etki Değerlendirmesi raporu eksiklikler nedeniyle onaylanmadı. Bir yıl erteleme sonrası 5 Ağustos 2025'te ikinci defa başlatılan başvuru, yine reddedildi. Son toplantıyla, yeni başvurunun değerlendirme toplantısı 3 sonraya ertelendi.    Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu'nun yaptığı ikinci toplantısı için Ankara'ya gelen Kırşehirli yurttaşlar, projenin durdurulmasını istedi.    'SUYUMUZA TOPRAĞIMIZA SAHİP ÇIKACAĞIZ'   Projenin yaratacağı tahribatı değerlendiren Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (TEMA) Ankara Temsilcisi Nevzat Özer, "Bu maden projesi, Kırşehir'in içme suyu kaynaklarının bulunduğu bir bölgede. Zaten şehirde su kesintileri yaşanıyor, su sıkıntısı çekiyoruz. Bu maden, Kırşehir'i tamamen susuz bırakabilir. Hemen yanındaki Malya Ovası, Türkiye'nin en önemli tarım ovalarından biri. Az yağış alan bu bölgede, yeraltı suları bu ovayı besliyor. Maden yüzünden bu sular hem azalacak hem kirlenecek, kullanılamaz hale gelecek. Kullanılacak kimyasallar ve madenin tozu, toprağı, suyu zehirleyecek. Dahası, hemen yakınında Seyfe Gölü var. Bu kültürü kaybetmeye sessiz kalamayız, üstelik bu proje sadece başlangıç. Biz doğamıza, suyumuza, tarihimize, kültürümüze zarar verilmesine izin vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.    '400 METRELİK 2 BİNE YAKIN KUYU AÇILDI'   Kırşehir'in Çiçekdağı ilçesinde 15 yıldır çiftçilik ve hayvancılık yapan Semine Şeker Türk, bölgede faaliyet göstermeye başlayan maden şirketlerine tepkisini dile getirerek, maden faaliyetlerinin bölgeyi tamamen yaşanmaz hale getireceğini söyledi. Semine Şeker Türk, "On beş senedir çiftçilik ve hayvancılık yapıyorum. Çocuklarıma, torunlarıma kendi yiyeceğimizi üretiyorum. Ama ot yok, yem pahalı, su bitiyor. Bahara kadar yemim yetmezse ne yapacağım?" diye sordu.    Semine Şeker Türk, devletin bölge halkını görmezden geldiğini belirterek, "Önce ormanları yakıp insanı, hayvanı bölgeden uzaklaştırıyorlar, sonra maden şirketlerine yol açıyorlar" dedi.    'DOĞANIN İNSANA DEĞİL, İNSANIN DOĞAYA İHTİYACI VAR'   Doğanın insan ihtiyacının olmadığını, insanın ise doğaya ihtiyacının olduğunu vurgulayan Semine Şeker Türk, "Havamızı, suyumuzu kaybedersek ne yapacağız. Madenin zehirli kimyasalları Kızılırmak'ı, oradan Karadeniz Havzası'nı zehirleyecek. 2 bine yakın kuyu açılmış, 400 metre derinlikte. Mermer tabakası delinirse, zehirli sular toprağa ve suya karışacak. Bu yüzden madeni istemiyoruz. Kırşehir'de hayvancılık ve tarım yapıyoruz; buğday, nohut, arpa yetiştiriyoruz. Ama iklim kriziyle su kıtlığı çekiyoruz, kuyular kuruyor. Hayvanlarımız aç, ot yok, saman pahalı. Maden gelirse tarım, hayvancılık bitecek; on binler aç, susuz kalacak. Seyfe Gölü kurudu, kalan sular da zehirlenecek. Kırşehir halkı, uyanın Çiçekdağı, Sıdıklı, Kızılırmak tarafında yaşayan köylüler, toprağınıza sahip çıkın, 200 kişiyle bu iş olmaz. El ele verelim, suyumuzu, toprağımızı, geleceğimizi kurtaralım" diye konuştu.    'PROJE YAPILIRSA HAYVANCILIK BİTER'   Kırşehir'de hayvancılık ve çiftçilik yapan Yusuf Erdoğan ise Kırşehir'in mevcut durumda yüzde 60'nın maden arama sahasına açıldığı bilgisini vererek, "Kırşehir küçük, şirin bir yer. Özbağ kasabamızda besi çiftliklerimiz, su kaynaklarımız var, ama sondajlar yapılmaya başlandı, sularımız azalıyor büyük bir tehlike kapıda. Bu maden işi içme suyumuzu, tarlalarımızı, besi çiftliklerimizi bitirecek. Ekonomi çökecek, her şey altüst olacak. Allah korusun, siyanür zehri Karadeniz'e kadar ulaşır. Devlet, şirketlerin beyanına göre yüzde 3 pay alıyor, o da lafta kim bu kadar büyük bir alandan sadece yüzde 3 pay almayı kabul eder. Tarlalarımız çöl olacak, koca koca çukurlar açılacak, kuş bile uçmayacak üstünden. Endişelerimiz büyük maden hayır diyoruz" ifadelerini kullandı.    'SULARIMIZA ZARAR VERECEK'   Altın madeninin büyük bir ekolojik felakete yola açacağını söyleyen Kırşehir'in Boztepe ilçesine bağlı Çimenli köyünde Mahmut Kayışlı, "Bu maden, büyük bir çevre felaketi getirecek. Geçmişte yaşanan felaketlerden daha kötüsü olacak, buna inanıyorum. Onun için sesimizi yükseltmemiz lazım. Bu madenin tam büyüklüğünü rakamla söyleyemem, ama çok büyük bir alanı kapsıyor. Kırşehir, Mucur, Boztepe; hepsini doğrudan etkiliyor. Bu bölge zaten su fakiri bir yer, mevcut yeraltı sularımız az, Seyfe Gölü zaten kurumuş durumda. Bu maden, kalan sularımızı da çekip alacak. Maden şirketleri bu suyu kullanacak, bize bir damla kalmayacak. Tarım bitecek, hayvancılık bitecek, çiftçilik bitecek. Bölgedeki yaşam sona erecek. Biz bu madeni istemiyoruz, kamulaştırma da istemiyoruz. Geleceğimiz, suyumuz, toprağımız yerin altındaki altından daha kıymetli. Kırşehir halkı olarak, suyumuza, toprağımıza, geleceğimize sahip çıkmaya devam edeceğiz sesiz kalmayacağız" şeklinde konuştu.    'EL ELE VERİP DOĞAMIZI KORUMALIYIZ'   Orta Anadolu Platformu Temsilcisi İbrahim Mert, söz konusu maden projesinin sularına daha da zarar vereceğini belirtti. Mert, şöyle devam etti: "Madenden çok suya ihtiyacımız var. Madenler, kimyasallarla çıkarılıyor. Sadece insanlara değil, tüm canlılara zarar. Sularımıza sahip çıkmak için buradayız. Umarız hükümet sesimizi duyar, bu doğa katliamına 'dur' der ve ruhsatları iptal eder. Biz gençlerimize temiz bir doğa bırakmak istiyoruz. Kırşehir'in bu zarardan kurtulmasını diliyoruz."   Devletin para hırsına kapılmış şirketlerin değil, halkı görmeli diyen Kırşehirliler Birlik ve Kültür Derneği Başkanı Dursun Çakır, ise şunları söyledi: "Kırşehir'imiz maden yasasıyla mağdur ediliyor. Ülkemizin dört bir yanı talan ediliyor, topraklarımız zehirleniyor, meyve ağaçlarımız, hayvanlarımız, tüm canlılar zarar görüyor. Bizim altına ihtiyacımız yok. Zeytinimize, yiyeceğimize, sağlıklı beslenmeye ihtiyacımız var. Beton gökdelenler yenmez, insanın önce sağlıklı yaşaması gerekir. Altın geçici bir zenginlik sağlığımızı kaybetsek dünyanın tapusu ne işe yarar bizim yaşanılabilir bir doğaya ve çevreye ihtiyacımız var."