'Sayın Öcalan' ifadesinden tahliyesi ertelenen Gedik'in durumu Meclis'e taşındı

img
ANKARA – DEM Parti Milletvekili Newroz Uysal Aslan, "Sayın Öcalan" ifadesi gerekçesiyle disiplin cezası verilen 53 kişinden 52'nin cezası kaldırılırken, Kürtçe savunma yapan tutsak Soncan Gedik'e verilen disiplin cezasının kaldırılmayarak infazının ertelenmesini Meclis gündemine taşıdı. 
 
Kırıkkale F Tipi Cezaevi'nde kalan 53 tutsak, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a "Sayın" demenin suç sayılamayacağını belirterek Adalet Bakanlığı'na dilekçe gönderdi. 27 Temmuz 2011'da verilen dilekçelerin ardından 53 tutsağa cezaevi idaresi tarafından "örgüt propagandası yapma" iddiasından disiplin cezası verildi. İnfaz Hakimliğine başvuru yapılması üzerine 53 tutsaktan 52'si hakkında verilen disiplin cezası kararı kaldırıldı. Ancak, mahkemede avukatının bulunduğu bir duruşmada Kürtçe savunma yapmak isteyen Soncan Gedik'in dosyası ayrıldı. Hakimin değişmesiyle disiplin cezasına karşı Kürtçe savunma yapan Gedik'e verilen disiplin cezası yerinde bulundu. Bu disiplin cezasını gerekçe gösteren Çorum Sungurlu Cezaevi ise 30 yıllık infaz süresini tamamlayan Gedik'in tahliyesini erteledi. 
 
'KÜRTÇE SAVUNMA YAPTIĞI İÇİN CEZALANDIRILDI'
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şirnex Milletvekili Newroz Uysal Aslan, konuya ilişkin Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu başvurdu. Başvuruda, 52 kişiye verilen disiplin cezasının kaldırılması ve Kürtçe savunma yapan Gedik'in cezanın kaldırılmaması kararının Kürtçe savunma nedeniyle alındığını belirtti. Anayasa Mahkemesi'nin "Sayın Öcalan" ifadelerinin suç kapsamında değerlendirilmediği yönündeki kararlara işaret edilen başvuruda, her ne kadar bu cezaya bu durum gerekçe gösterilse de gerçekte cezanın Kürtçe savunma nedeniyle verildiği belirtildi. Gedik'in "Kürtçe savunma yaptığı için cezalandırıldığı" belirtilen başvuruda, bunun hem eşitlik hem de adil yargılanma ilkelerinin açık biçimde ihlali olduğu vurgulandı. 
 
"Değişen tek unsur, hakimin değişmesidir" denilen başvuruda, bunun yargı bağımsızlığı ve eşitlik ilkesi açısından "hukuk garabeti" olduğunu vurgulandı. Başvuruda, Gedik'in Kürtçe savunma yapma talebinin cezalandırılmasının, anadilinde savunma hakkına yönelik sistematik bir ihlali ortaya koyduğu belirtilirken, "Türkiye’de mahpusların Kürtçe konuşma ve savunma talepleri yıllardır idari disiplin cezalarıyla bastırılmakta, bu da infaz süreçlerinin keyfi biçimde uzatılmasına neden olmaktadır. Gedik dosyası bunun en açık örneklerinden biridir" denildi. 
 
'EŞİTSİZLİK, KEYFİLİK VE HUKUKUN AŞINMASI'
 
Aslan'ın başvurusunda şu temel ihlal başlıkları yer aldı:
 
"*Eşitlik ilkesinin ihlali: Aynı fiilden yargılanan 52 kişi lehine karar verilmişken, yalnızca Soncan Gedik aleyhine ceza onanmıştır.
 
*Anadilinde savunma hakkı ihlali: Kürtçe savunma yapmak istemesi cezaya gerekçe yapılmıştır.
 
*Yargı kararlarının yok sayılması: Yargıtay'ın emsal kararları dikkate alınmamıştır.
 
*Kanun yararına bozma yolunun işletilmemesi: Bir yıldır süren sessizlik, hukuki güvencelerin fiilen ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir.
 
*Özgürlük hakkının ihlali: Gedik infazını tamamlamasına rağmen hâlâ cezaevindedir."
 
'KOMİSYON DERHAL HAREKETE GEÇMELİ'
 
Başvuruda İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'nun acil inceleme talep edilerek, şu adımların atılması istendi: 
 
"*Adalet Bakanlığı’ndan açıklama: ‘Kanun yararına bozma’ başvurusunun neden sonuçlandırılmadığı açıklanmalıdır.
 
*Anadilinde savunma güvencesi: Kürtçe savunmanın disiplin cezasına gerekçe yapılmasının önlenmesi için yasal düzenleme yapılmalıdır.
 
*TMK değişikliği: Terörle Mücadele Kanunu’ndaki ‘üç hücre cezası alan mahpusların şartlı tahliyeden yararlanamaması’ hükmü kaldırılmalıdır.
 
*Komisyonun öneri geliştirmesi: Cezaevi idarelerinin keyfi disiplin cezalarına karşı denetim mekanizmaları güçlendirilmelidir."