Barış ve Demokratik Toplum Süreci kapsamında Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 17’nci toplantısı yapmak üzere bir araya geldi.  Bugünkü toplantıda Savunma Bakanı Yaşar Güler, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Milli İstihbarat Başkanı İbrahim Kalın sürece ilişkin bilgilendirmede bulunacak. 

 

Öte yandan komisyonun İmralı adasına giderek Abdullah Öcalan ile görüşme yapma noktasında bir tartışma yürütmesi bekleniyor. 

 

DİNLEMEDEN ADALET OLMAZ 

 

Toplantının açılış konuşmasını yapan Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, komisyonun kurulması ile birlikte müzakere ortamının da geliştiğini söyledi. Kurtulmuş, şöyle konuştu: “Bu masada sessini yükseltenler değil, sözünü kurmayı herkese anlatmayı bilenlere kendine yer buldu. Yer bulmaya devam edeceklerdir. Burada her kesimden insanımızı diniliyoruz ve anlamaya çalışıyoruz. Halkın sesine kulak veriyoruz. Sorunların kaynağına iniyoruz, çözümü ilkelerde bulmak için gayret sarf ediyoruz. Çünkü dinlenmeden adalet olmaz. Anlamadan kardeşlik güçlenmez ve demokrasimizin standartları yükselmez. 

 

DİNLEYEN BİR MECLİS GÜÇLÜ BİR MECLİSTİR

 

Dinlediğimiz kesimlerden dersler çıkardık. Dile getirilen her fikir ve yazılan her not bizim için yol gösterici oldu. Türkiye’nin her köşesinden gelen katkılar, çalışmalarımızın milletimizin ortak eseri olduğunu ispat etmektedir. Her kesimden temsilcinin her düşünceden vatandaşımızın komisyona yönelttiği ilgi çalışmalarımızın milli bir gayretin eseri olduğunun da açık bir kanattıdır. Komisyonumuz müşterekleri büyütüyor ve aykırılıkları, ayrılıkları azaltmaya çalışıyor. Çatışmayı değil, uzlaşmayı, kutuplaşmayı değil, karşılıklı rızayı esas alarak çalışıyor. Milletimizin iyi niyetini, toplumun vicdanının ve hukukun ölçüsünü dinliyoruz. Dinleyen bir Meclis aslında güçlü bir Meclis demektir. 

 

TÜM BÖLGEYE KARDEŞLİK

 

Müzakere ve istişare eden Meclis, milletin gönlündeki yerini de tahkim ediyor. Gerçekleşen oturumlar Meclis’imizin bir müzakere yeri olduğunu da güçlü bir şekilde ortaya koyuyor. Burada üretilen her fikir daha güçlenmesini istediğimiz demokrasimizin bakım ve onarım işçiliğidir. Bir yandan da arızalı dil ve üslubu tamir ediyor ve toplumsal güveni artırıyoruz. Acılar ve kayıplar üreten terör eylemlerinin artık sona erdiği bir dönemi işaret ediyor. Bu hayırlı gelişme, geniş bir mutabakat ile söz birliğiyle ve oy birliği ile alınan kararlarla bugüne kadar gerçekleştirilmektedir. Eşit yurttaşlık bilincini güçlendirmek, hukukun üstünlüğünü günlük hayatın standarttın haline getirmek, yerelden merkeze ve merkezden tüm bölgeye kardeşlik dilini taşımak istiyoruz.

 

GELECEĞİ BİRLİKTE ŞEKİLLENDİREN ÇERÇEVE 

 

Kimlerin birlikteliğimizden rahatsız olduğunu kimlerin dayanışmamızı küçültmeye çalıştığını gayet iyi görüyoruz. Birliğimize yönelen her saldırı bizi daha da kenetliyor. Buradaki birlik sadece komisyon üyeleri arasındaki birlik değildir. Türkiye’nin 86 milyonun kader birliğidir. Kimliklere ve değerlere saygı doğrudan vatana sadakattır. Eleştiri haktır, bunun için hakaret ari olması şarttır. İstişare cesaret ister, kavga ise kolaydır. Bizim yolumuz devlet ciddiyetinin sözünün adabı ile bütünleştiği yoldur. Komisyonumuz Türkiye’nin geleceğini birlikte şekillendiren bir çerçeve sunuyor.

 

ADELET YERİNİ BULUR

 

Komisyon çalışmalarını tamamladığında toplumda yargı süreçlerinin öngörülebilirliğinin artacağına yürekten inanıyorum. Temel hak ve özgürlüklerin, gündelik hayattaki karşılığı hiç şüphesiz güçlenecektir. Yerelde huzurumuz büyüyecek, ulusal düzeyde güven tesis edilecek ve siyasi rekabet medeni ölçüler içinde kalmaya devam edecektir. Birbirimizin yükünü hafifletirsek Türkiye’nin yükü hafifler. Kardeşlik büyürse krizler küçülür. Hukuk işlerse adalet yerini bulur. Meclisimiz güçlendikçe vatandaşlarımız daha rahat eder. Biz bu görüşleri temenni olarak değil hedef olarak ifade ediyoruz. Komisyonun kazanımları demokrasi kültürümüzü derinleştirmektedir. Bizim yürüttüğümüz süreç, toplumsal huzurun, barışın ve kardeşliğin kurumsallaşmasıdır. Bugün artık görüyoruz halkın sesi Meclis’te yankı buldukça kardeşlik dili hayatın her alanına sirayet etmektedir. Çünkü demokrasi bir arada yaşama ahlakıdır. Adaletin, hoşgörünün ve dayanışma ortak zeminidir.

 

Nihayetinde komisyonumuz milletçe kurduğumuz büyük bir safranın siyasal mutfağıdır. Burada hazırlanan her öneri o safraya konulan helal bir lokmadır.

 

 BÜYÜK UZLAŞININ KURUMSAL İFADESİ

 

Komisyonumuz büyük uzlaşının kurumsal ifadesidir. İçerden ya da dışardan kimisi şahsi hesaplarla kimi makam kaygısı ile bu süreci durdurmak isteyenler de ortaya çıkabilir. Ülkemizin yolunu kesmek isteyenlerin gayretleri milletin iradesinin duvarına çarparak dağılacaktır. Biz hızlı ama düşünerek ve derinlemesine ilerlemeyi sağlıyoruz. Bölgesel dengelerin, uluslararası dinamiklerin bu kadar hızlı değiştiği bir dünyadan Türkiye’nin sözünün gecikmesi düşünülemez. Bu nedenle komisyon her aşamasında hem ilkesel bir pratik bir denge gözeterek, ilerlemektedir.

 

KALICI BARIŞI BÜYÜTECEĞİZ

 

Kalıcı barışı büyüteceğiz, ortak iyiliği kurumsallaştıracağız. Temel konularda geniş mutabakat, farklı görüşlerde ise madeni rekabet istikrarlı uzlaşma yöntemini sürdüreceğiz. Siyasette yeni normalimiz uzlaşı kültürü olmalıdır. Elbette tartışacağız ama saygı ile konuşacağız. Elbette yarışacağız ama kurallar ile yürüyeceğiz. Hakkaniyeti elden bırakmayacağız. Dilimiz ile birbirimizi incitmeyeceğiz. Birimize yapılan haksızlık hepimize yapılmıştır. Dillerin buluşması, ülkenin barışını kuracaktır. Kararlar kadar üslup bir devlet işidir. Biz kimseyi dışlamadan ilerlemek zorundayız. Kimseyi kaybetmeden kazanmak kimseyi ötelemeden merkezde tutmak durumundayız. Siyasetin değeri toplumun bir arada olması maharetinden geçer. Devletin ağırlığı adaletin terazisinden, meclisin itibarı da sözün kalitesinden geçer. Yolu açık yöntemi şeffaf iradesi sağlam bir çalışmayı yürütüyoruz. Nefret diline asla teslim olmayacağız.  

 

 GEÇİCİ DEĞİL TARİHSEL BİR SORUMLULUK

 

Devlet ciddiyetini gündelik tartışmaların insafına bırakmayacağız. Türkiye’yi hem bölgemizde hem de dünya çapında saygın bir konuma taşıyacağız. Bu komisyona güç veren irade geçici bir heyecan değil, tarihsel bir sorumluktur. Dünyanın değiştiği bu dönemde bölgemizde barışın, adaletin ve istikrarın örneği olmak için çalışmalarımızı yoğunlaştırıyoruz. Komisyonumuz bu iradenin siyasi ifadelerinden biridir. Bu gün Türkiye hem kendi içinde hem de çevresinde barışın dilini konuşabiliyorsa komisyonun katkısı büyüktür. Bu ülkede ötekileştirme siyaseti, kimlik kavgası ve ayrılık söylemi asla kök bulmayacaktır. Milletimiz çabalarımızın kıymetini biliyor.

 

TARİHE DÜŞÜLEN BİR NOT İLE TAMAMLANACAK

 

Bu süreç başarıya ulaşacaktır. Sürecin arkasında milletimiz vardır, siz varsınız. Meclisimiz var, akıl var, hukuk var, vicdan vardır. Çalışmalarımız sıradan bir rapor ile değil, tarihe düşülen değerli bir not ile tamamlanacaktır. Bu sefer hep birlikte kazanacağız. Bu sefer hep birlikte konuşacağız ve başaracağız. Kaybeden bozguncular olacaktır.”

 

TOPLANTI BAŞLADI

 

Kurtulmuş’un konuşması ardından toplantının kapalı veya açık yapılmasına dair oylama yapıldı. DEM Parti, AKP, MHP ve Yeni Yol Grubu toplantının kapalı yapılması yönünde oy kullandı. CHP ise çekimser kaldı. Çoğunluğun kapalı yapılması yönünde oy kullanması nedeniyle toplantı kapalı bir şekilde devam etti.