Türkiye'de, basına dönük geçmişten bu yana süren baskı ve saldırılar devam ediyor. Ape Musa (Musa Anter), Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe ve daha birçok gazeteci bu baskılar sonucu katledildi. Geçtiğimiz haftalarda İstanbul'da gazeteci Hakan Tosun, uğradığı saldırı sonucu yaşamını yitirirken, Can TV haber spikeri Ezgi Soysal uğradığı saldırı sonucu yaralandı. 13 Ağustos’ta Evrensel gazetesi İzmir Temsilciliğine yapılan silahlı saldırı yine gazeteciliğin hedef alındığını gösteren örneklerden biri oldu.

 

Saldırıyla ilgili davanın ilk duruşması ise 3 Kasım'da İzmir 42'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde saat 11.00'de görülecek. Davanın "Mala zara verme" suçundan açılmasına tepki gösteren Evrensel gazetesi İzmir Muhabiri Eda Aktaş, soruşturmanın genişletilmesini talep ettiklerini belirtti. 

 

HEDEF GAZETECİLİK 

 

Failin sarhoş olduğu iddia edildiği ve “kasıtlı” hedef almadığı belirtildiğini kaydeden Eda Aktaş, bunun doğru olmadığının görüntülerle sabit olduğunu söyledi. Eda Aktaş, "Gayet bilinçli bir şekilde gelip gazetemizi hedef aldı. Görüntülerde de görünüyor. Bunun 'mala zarardan' değil, yaptığımız haberlerden ya da Evrensel'in duruşundan bir rahatsızlık duyulan bir saldırı olduğunu düşünüyoruz. ‘Mala zarar’dan öte aslında basına yönelik bir saldırı olarak değerlendirilmeliydi ve bu şekilde açılmalıydı" diye belirtti.

 

Basına yönelik baskının “iktidarın ve hükümetin kendisinden olmayanı susturmak” olarak değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Eda Aktaş, katledilen gazetecilerin haber yaptıkları için katledildiğini anımsattı. Bir hedef gösterilmenin söz konusu olduğunu dile getiren Eda Aktaş, "Tele 1'e kayyım atanması da bu hedef göstermenin en ileri safhalarından biriydi. Biraz böyle yorumlamak lazım. Gazeteciler yaptıkları haberlerden dolayı katlediliyor, hapishaneye atılıyor, ceza alıyor ya da Tele 1'de olduğu gibi işinden mesleğinden ediliyorlar. Bu şekilde değerlendirmek lazım. Saldırılar ne ilk ne son olacak. Biz haberlerimize gitmeye devam ettik. Haberlerimizi yazmaya devam ettik. Nerede bir işçi direnişi varsa orada olmaya çalıştık, olmaya devam edeceğiz. Nerede bir hak gaspı varsa ordaydık. Nerede kadınlar ve gençler söz söylüyorsa orada olmaya devam ediyoruz. Hiçbir zaman susturamadılar, susturamayacaklar da. Bunu iyi bildikleri için de silahlarla tehdit etmeye çalışıyorlar" ifadelerini kullandı. 

 

DURUŞMAYA ÇAĞRI

 

Özgür Basın’a dönük baskı ve saldırılara karşı örgütlü mücadelenin olması gerektiğine işaret eden Eda Aktaş, bu noktada halkın desteğinin önemli olduğunu vurguladı. Yarın (Pazartesi) gazetelerine dönük saldırıya dair açılan davanın ilk duruşmasının görüleceğini hatırlatan Eda Aktaş, şöyle devam etti: “Bu saldırılara karşı yapabileceğimiz tabi ki de Özgür Basın’a sahip çıkmaktır. Burada ki tüm emek ve demokrasi güçlerini Özgür Basın’’a sahip çıkmaya davet ediyoruz. Ağustos ayında gazetemize dönük yapılan saldırı şimdi Tele 1'e kayyım atanmasıyla başka bir boyutta devam ediyor. Bunlara karşı daha fazla ortak ses çıkarmak lazım. Pazartesi günü davamız var. Duruşma öncesi saat 10.00'da adliye önünde olacağız ve açıklama yapacağız. Tüm emek ve demokrasi güçlerini, işçiden yana olan herkesi Pazartesi sabahı adliyeye bekliyoruz."