İSTANBUL - HDK, 19 Temmuz Rojava Devrimi’nin 13’üncü yıldönümünü kutlayarak, Suriye’de barış ve istikrarın Özerk Yönetim modelinin tanınması ve halkların iradesine saygı gösterilmesiyle mümkün olacağını belirtti.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Merkez Yürütme Kurulu, 19 Temmuz Rojava Devrimi’nin 13’üncü yıldönümü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı. “Rojava Devrimi’nin 13. Yıldönümünde Özgürlük, Eşitlik ve Demokrasi Mücadelesini Selamlıyoruz” başlığıyla yayımlanan açıklamada, devrimin Ortadoğu’nun karanlık ve kaotik ortamında kadın ve farklı inanç gruplarının özgürlük, eşitlik ve demokrasi mücadelesinin sembolü olduğu belirtildi.
Devrimin sadece Kürt halkı için değil Arap, Süryani, Türkmen, Ermeni ve diğer bölge halkları içinde bir arada eşit ve özgür yaşamın mümkün olduğunun kanıtı olduğu vurgulanan açıklamada, “Bu devrim, kadın özgürlük mücadelesinin öncülüğünde ‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesiyle şekillenmiş ve tüm dünyada ezilen halklara ilham olmuştur” denildi.
TARİHSEL BİR DENEYİM
Açıklamanın devamında ise şunlar belirtildi: “Rojava Devrimi, Suriye iç savaşının kaotik ortamında, Baas rejiminin tekçi ve baskıcı politikalarına ve IŞİD barbarlığına karşı ‘üçüncü yol’ anlayışıyla ortaya çıkmıştır. Halk meclisleri, demokratik özerk yönetimler ve kadınların öncülüğünde kurulan öz savunma birlikleriyle Rojava, sadece bir direniş hareketi değil, aynı zamanda yeni bir toplumsal modelin inşasıdır. Bu model, çok kültürlülüğü, dilliliği ve ekolojik yaşamı esas alarak, ulus-devlet sistemine alternatif bir demokratik konfederal sistem sunmaktadır.
2025 itibarıyla Suriye’deki durum hala çözümsüzlük ve çatışma sarmalında devam etmektedir. Baas rejimi, halkların demokratik taleplerini bastırmaya çalışırken, çeşitli dış güçlerin müdahaleleri ve vekalet savaşları Suriye’yi bir kaos ortamına sürüklemiştir. Baas rejimi yıkıldıktan sonra HTŞ tarafından oluşturulmaya çalışılan yeni rejim de, Suriye halklarına çözüm getirmemiş, Rojava Devrimi’ni ve yaratılan demokratik toplumsal yaşamı zayıflatmaya çalışmış, Alevi halkına ve Dürzi halkına yönelik katliam boyutunda sistematik saldırıları sürdürmüştür. Aynı zamanda Türkiye’nin Rojava’ya yönelik saldırıları ve işgal politikaları, IŞİD'in yenilgisini hazmedemeyen güçlerin desteğiyle sürmektedir. Efrin, Serêkaniyê ve diğer işgal edilen bölgelerde demografik yapının değiştirilmesi, kültürel soykırım ve insanlık dışı uygulamalar, Rojava Devrimi’nin kazanımlarına yönelik sistematik bir tehdit oluşturmaktadır.
DEMOKARTİK MODEL TANINMALI
Buna rağmen Rojava halkları ve Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, tüm bu saldırılara karşı direnişini sürdürmekte ve saldırı altında olan diğer halklara umut olarak demokratik bir Suriye’nin temel taşlarını döşemektedir. Suriye’de barış ve istikrar ancak Rojava’nın demokratik modelinin tanınması ve halkların iradesine saygı gösterilmesiyle mümkündür. Rojava Devrimi, Suriye’nin toprak bütünlüğü içinde, farklı halkların ve inançların eşitçe bir arada yaşayabileceği bir model sunarken, diyalog ve müzakereyi esas almaktadır. Ancak başta Türkiye ve İsrail olmak üzere bazı bölge devletlerinin savaş ve çözümsüzlük politikaları, bu barışçıl çabaları baltalamaktadır. HDK olarak, Rojava Devrimi’nin 13. yıldönümünde bu büyük insanlık mücadelesini bir kez daha selamlıyor ve kararlılıkla destekliyoruz. Rojava Devrimi, sadece bir bölgenin değil, tüm dünya halklarının özgürlük ve demokrasi mücadelesinin bir umut ışığıdır. Bu nedenle; Suriye rejimini halkların demokratik taleplerine kulak vermeye, çihatçı çetelerin yaptığı saldırıları önlemeye halkların ve inançların bir arada eşit ve özgürce yaşadığı Rojava’nın özerk yönetim modelini diyalog yoluyla tanımaya çağırıyoruz. Rojava Devrimi, 13. yılında da insanlık için bir umut olmaya devam edecektir.”