ERZÎNGAN - Erzîngan'daki "Barış ve Demokratik Toplum Buluşması"nda konuşan DBP Eş Genel Başkanı Çiğden Kılıçgün Uçar, "Aleviler bu sürecin kalbindedir" dedi.
Erzîngan’da bulunan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Cemevi'nde "Barış ve Demokratik Toplum Buluşmaları” kapsamında halk toplantısı düzenlendi. Buluşmada konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Halklar ve İnançlar Komisyonu Eşsözcüsü Yüksel Mutlu, demokratik toplumun inşası için ezilen bütün kesimlerin bir araya gelmesi gerektiğini vurguladı.
Hatay’da gerçekleştikleri Alevi buluşmasına değinen Yüksel Mutlu, "Buluşmada onlar da bu süreçten tedirgin olduklarını ve korktuklarını söylediler. Doğrudur, cumhuriyet dönemi katliamlarını biliyoruz. Eğer Türkiye'ye bir demokrasi gelecekse bunu hep beraber gerçekleştirmek zorundayız. Yani ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısının ana amacı Türkiye'deki ötekilerin demokrasiye ulaşabilmesidir. Bunun yolu toplumun tüm ezilen taraflarının bu sürece destek olmasıdır. Bu desteğin en büyüğü Alevilere düşer. Çünkü en dinamik güç Alevilerdir. Sayın Öcalan'ın açtığı bu kapı aslında Türkiye'deki demokratik siyaset kapısının aralanmasıdır. Bu fırsatı bir kez daha heba etmemek için hep birlikte bu sürece destek olmalıyız” dedi.
DEM Parti Dêrsim Milletvekili Ayten Kordu, Ortadoğu’da yaşanan gelişmelere işaret ederek, Abdullah Öcalan’ın bu duruma karşı yeni bir sayfa açtığını söyledi.
'ALEVİLER SÜRECİN KALBİNDEDİR'
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, "Barış ve Demokratik Toplum Grubu"nun 11 Temmuz'da gerçekleştirdiği silah yakma törenine işaret ederek, "Merdivenlerden yürüyen 30 PKK üyesi değildi; 50 yıllık itirazın bir yürüyüşüydü. O yürüyüş dedi ki silahlı mücadeleyle belli bir aşamaya gelindi ve bu dönem yeni bir mücadeleyi zorunlu kılıyor. Yeni dönem demokratik siyasete ve demokratik bir toplum inşa edilmesine evrilmek durumunda" dedi.
Çiğdem Kılıçgün Uçar, süreç tartışmalarının Kürt sorununun nasıl çözüleceği yerine bir siyasi parti liderinin tekrar seçilmesine indirgendiğine işaret ederek, "Bu, Kürt sorunun ağırlığını anlayamamak demektir. Kürt kimliği bu kadar inkara ve asimilasyona maruz kalırken diğer halklar rahat mı yaşadı? Ermeniler halen tedirgin, Aleviler halen tedirgin, Kürtler halen tedirgin. Ama bu işi çözmek için devletle oturmak durumunda. Muhalefet olmalı. En çok da toplumun kendisi olmalı. En çok da Aleviler olmalı. Alevilerin bir itirazı varsa, bu süreçten bir beklentisi var demektir. Gelen çağrıların her birindeki ifade şudur; Aleviler bu sürecin kalbindedir. Hissettiremiyorsak bu bizim eksikliğimiz" şeklinde konuştu.
"Bu ülkede adalete, hukuka, herkesin ortak yaşayabileceği bir anayasaya ihtiyaç var" diyen Çiğdem Kılıçgün Uçar, şöyle devam etti: "Bu mücadeleyi de sadece iki tarafın tartıştığı ve konuştuğu değil, toplumun dahil olduğu bir merhaleye getirmek istiyoruz. O yüzden bu tartışmaları yürütüyoruz. Bu ittifak Türk halkının, Kürt halkının, Alevilerin, Ermenilerin, Süryanilerin, Lazların, Çerkezlerin bir bütün ittifakı olmak durumundadır."