COLEMÊRG - Hasta tutsak Felem Aker’in eşi Eşref Aker, hasta tutsakların tahliyelerinin önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini belirterek, “Böyle bir tutumla süreç mi yürütülür” diye tepki gösterdi.
Felem Aker, Colemêrg’in Şemzînan (Şemdinli) ilçesinde 14 Ağustos 2020 yılında, “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla gözaltına alınarak tutuklandı. 6 aylık tutukluluk süresi ardından tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilen Felem Aker, tahliyesi üzerinden yaklaşık iki yıl verilen 6 yıl 3 ay hapis cezası onanması üzerine tekrar tutuklanarak Van T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna sevk edildi.
FELEM AKER’İN HASTALIKLARI
Aralık 2024'te, Van Yüzüncü Yıl Üniversite Hastanesi'nde safra kesesinden ameliyat olan Felem Aker, hastanede 12 gün kaldıktan sonra tedavisi tamamlanmadan cezaevine götürüldü. Tutukluluk süresi boyunca onlarca kez astım krizi geçiren Felem Aker, çekilen radyoloji ve patoloji filmlerinden sonra doktorun bu nodüllerin riskli olduğunu ve tedavi gerektirdiğini söylemesine rağmen tedavi edilmedi.
Felem Aker’in, oksijen seviyesinin düşüklüğü, kalp, beyin ve diğer hayati organlarının ciddi bir şekilde etkilendiği öğrenildi. 8 ila 10 arası değerlerde olması gereken iyonize kalsiyum değerlerinin 0.98’lere kadar düştüğü ve acil müdahale gerektiren kritik bulgu olmasına rağmen Felem Aker’i tedavi eden sağlık personellerinin bu ağır tabloyu 'psikolojik' diyerek geçiştirdiği aktarıldı.
Siyasetçi hasta tutsak Felem Aker’in eşi Eşref Aker ise eşinin Kürt bir siyasetçi olduğu için cezalandırılmak istendiğini belirtti. Aker, eşinin hastalıklarının cezaevinde arttığını kapalı bir alan olmasından kaynaklı nefes alamadığını söyledi.
Türkiye’de Adalet, hukuk olmadığını ve vicdanın ayaklar altına alındığını belirten Aker, “Eğer adalet, hukuk ve vicdan olsaydı, siyasi tutsaklar tek bir gün bile içeride tutulmazdı. Özellikle hasta tutsakların yeri cezaevleri değil, bizzat evleridir. Sağlıklı bir tedaviye erişim için serbest bırakılmaları gerekir. Sağlık olmadan düzenli bir yaşam da olmaz. Tek suçumuz Kürt olmak mı? Hiçbir dinde zulüm kabul edilmez. Elimiz ayağımız bağlı hiçbir şey yapamıyoruz. İlla serbest bırakılması için cenazesi mi gelmesi gerekiyor. Yeter artık. Sabrımız tükendi” diye konuştu.
SİYASİ TUTSAKLAR BİR KOZ OLARAK KULLANILIYOR
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı, “Demokratik Toplum ve Barış Çağrısı”na rağmen halen somut adım atılmadığını, hasta tutsaklara dair de hiçbir düzenlemenin olmadığını söyleyen Aker, “İktidar rehin aldıkları siyasi hasta tutsakları adeta bir koz olarak kullanıyor. Böyle bir tutumla süreç mi yürütülür? Eğer bu sürece dair inancımızın olmasını istiyorlarsa öncelikli olarak hasta tutsakların tahliye edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Aker, herkesi hasta tutsakların özgürlüğü noktasında yürütülen mücadeleye dahil olmaya çağırdı