DEM Parti’den 10’uncu Yargı Paketi’ne şerh

img
ANKARA - DEM Parti, toplumun taleplerini karşılamayan 10’uncu Yargı Paketi’ne muhalefet şerhi düştü. Şerhte, barış arayışlarındaki başarısızlığın siyasi tutsaklara yönelik ayrımcılıktan kaynaklandığı belirtilerek çözüm için ayrımcılığın aşılması gerektiği vurgulandı. 
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Adalet Komisyonu üyeleri Dilan Kunt Ayan, Zülküf Uçar ve Onur Düşünmez, 10’uncu Yargı Paketi’ne dair muhalefet şerhi düştü.
 
Kürt sorunun çözümü bağlamında devam eden tartışma ve gelişmelere dikkat çekilen şerhte, “Bu hem ortak geleceğe olan inancın toplumsallaştırılması hem barış adımlarının amacına ulaşmasının ön koşuludur. Sürecin zemini de bu esaslar üzerinden oluşmalıdır. Ancak eldeki kanun teklifinin bu gerekleri karşılamaktan uzak olduğu açıktır” denildi.
 
Şerhte, siyasi tutsakların tahliyesinin, “Barış için güçlü ve ikna edici adım” olarak nitelendirildi. Şerhte, “En temel beklenti olmasına rağmen karşılıksız bırakılmıştır. Sorunu tanımak ve çözüm için sorumluluk almak, barış arayışının kilometre taşıdır. İnfaz alanında bu tanımanın öncelikli muhatabı da siyasi mahpuslardır. Nitekim barış arayışlarının başarısız olmasında bugüne dek siyasi mahpuslara uygulanan ayrımcı norm ve uygulamalar başlıca sebeplerden biri olmuştur. Sorunun kaynağı bu gerçekliktir; çözüm ise bu ayrımcılığı aşmaktan geçmektedir” ifadelerine yer verildi.
 
‘BARIŞA ZARAR VERİR’
 
Şerhte, şu ifadelere yer verildi; “Barış arayışlarında kanuni düzenlemeler, barış iradesinin somutlaşması olmak zorundadır. Bu iradenin gücü, meşru tabanı ve garantisi de toplumsal katılım ve konsensüstür. Kanuni düzenlemelerin ayrımcı kuralları içermesi ölçüsünde barış iradesinin zarar göreceği her an akılda tutulması gereken bir gerçekliktir. Aylarca toplumda yaratılan adil ve eşitlikçi infaz düzenlemesi umuduna karşılık meclise sunulan paketin toplumsal barış iradesini destekleyen bir yetenekte olmadığı ifade edilmelidir. Eldeki teklif siyasi mahpuslara yönelik ayrımcı yaklaşımın yanında toplumsal umut ve barış ilişkisini de göz ardı eden bir muhtevaya sahiptir.
 
TOPLUMSAL İRADEYE DAYANMALI
 
Kanunların en geniş toplumsal katılıma dayanması, demokrasinin genel bir ilkesidir. Barış süreçlerinde bu ilke alternatifsiz bir öneme ulaşmaktadır. Unutulmamalıdır ki barışı sağlayan siyasi özneler olsa dahi sürdürecek olan toplumdur. Bu sebeple toplumsal onay ve katılım, istikrarlı barış sürecinin gereği ve meşruiyet ölçütüdür. Kanun tekliflerinin hazırlanması da bu doğrultuda, toplumsal iradeye dayanmalı ve toplumsal beklentileri yansıtmalıdır.
 
İVME KAZANDIRIR
 
Siyasi mahpusların tahliyesi, demokratik toplum ve barış sürecinin ivme kazanması ile özdeştir. Bu, retorik bir ifade olmanın ötesinde olgusal bir gerçekliğe işaret etmektedir. Nitekim siyasi mahpusların, demokrasinin ve onurlu barış stratejisinin uygulanma ve toplumda kök salma yöntemlerine dair güçlü bir yoğunlaşmaları söz konusudur. Özetle, demokrasinin teori ve pratiğine dair derin yoğunlaşmaları sayesinde siyasi mahpusların demokratik toplum inşasında merkezi bir katkısı olacaktır. Tahliyelerinin önemli bir gerekçesi de bu şekilde anlaşılmalıdır.
 
CESUR ADIMLARA İHTİYAÇ VAR
 
Barışın inşası cesur adımlara bağlıdır. Hükümet bu cesaret ve sorumluluğun öznesi olarak davranmak zorundadır. Eldeki teklif bu sorumluluğu yansıtmaktan uzaktır. İnfaz rejimine hakim olan ayrımcı anlayışın değişmesine dair bir öngörü taşımayan teklif, ceza hukukunda çözüm olarak ceza miktarını artırmayı önermektedir. Bu yönüyle cezalandırma yaklaşımına yaslanan asırlık refleksi sürdürmenin izlerini taşımaktadır. Çözüm ceza ile terbiye etmek değil, suç sebeplerini ortadan kaldırmak, ahlaki ve politik dönüşümü geliştirmektir.
 
 BEKLENTİYİ KARŞILAMADI
 
Türkiye'de her infaz düzenlemesi kamuoyunda yoğun ilgiyle karşılanmakta; mahpuslar, aileleri ve geniş halk kesimleri bu tür yasal değişiklikleri adaletin yeniden tesisi yönünde bir fırsat olarak görmektedir. Bunun temelinde, Türkiye’de adalet sistemine yönelik derin bir güven bunalımı ve ceza adaletinde yaşanan yapısal kriz yatmaktadır. Toplumsal adaletin en fazla sorgulandığı yerlerden biri olan cezaevleri, toplum vicdanındaki adalet duygusunun aynası haline gelmiştir. İşte bu sebeple 10. yargı paketinin özellikle de ceza infaz sistemini etkileyen maddeleri büyük bir umutla beklenmiş ancak paket bu beklentiyi karşılamamıştır.
 
EŞİTLİK İLKESİ VURGUSU
 
Kovid-19 salgını döneminde çıkarılan geçici infaz düzenlemeleriyle, 31 Temmuz 2023 tarihinden önce cezası kesinleşmiş mahpuslara yönelik 3 yıl erken tahliye imkânı getirilmiştir. Ancak aynı tarihte dosyası henüz kesinleşmemiş olan mahpuslar, aynı suçu işlemiş olsalar dahi bu düzenlemeden yararlandırılmamıştır. Bu durum, hem hukuk devleti ilkesine hem de eşitlik ilkesine açıkça aykırıdır. Anayasa'nın 10. maddesi uyarınca, kanun önünde eşitlik temel bir ilkedir. Aynı suçtan yargılananlar arasında yalnızca yargılamanın tamamlanma zamanına göre bir ayrıma gidilmesi, nesnel ve makul bir nedene dayanmamakta; benzer durumda olanlar arasında keyfi bir farklılık yaratmaktadır. Örneğin, aynı dosyada yargılanan sanıklardan biri cezası erken kesinleştiği için tahliye edilirken, diğerinin davası uzun sürdüğü için bu haktan mahrum kalması, eşitlik ilkesini zedeleyen açık bir ayrımcılıktır.
 
10. yargı paketiyle bu eşitsizliğin giderilmesi ve İnfaz Kanunu Geçici 10. maddenin 31 Temmuz 2023 tarihinden önce işlenen tüm suçları kapsaması beklenirken iktidar bu konuda bir adım atmamıştır.
 
EVRENSEL İLKELERE AYKIRI
 
Maalesef Türkiye’de çıkarılan hemen her infaz düzenlemesinde sistematik bir biçimde adli mahpuslar lehine genişletici hükümler getirilirken, siyasi mahpuslar bu düzenlemelerin dışında bırakılmaktadır. Bu durum yalnızca hukuki değil, aynı zamanda siyasal bir tercihin ve zihniyetin sonucudur. Adli mahpuslar için erken tahliye, ceza indirimi ya da alternatif infaz yöntemleri tanınırken; düşüncelerinden, siyasal faaliyetlerinden veya kimliklerinden dolayı cezaevinde bulunan devrimciler, siyasetçiler, gazeteciler, insan hakları savunucuları ve öğrenciler bu kapsamın dışında tutulmaktadır. Bu bilinçli ayrım, hukukun evrensel eşitlik ilkesine açıkça aykırıdır.
 
DÜŞMAN HUKUKU UYGULANIYOR
 
İktidar, siyasi mahpuslara karşı açık bir düşman ceza hukuku anlayışı benimsemekte; onları toplumun dışına iten, hak ve özgürlüklerini sistematik biçimde reddeden bir “istisna rejimi” uygulamaktadır. Bu rejim, hukuk devleti ilkesini aşındırmakta; cezanın sadece suçla değil, kimlikle, muhalefetle ve eleştiriyle bağlantılı hale geldiği bir adalet krizine yol açmaktadır. Bu nedenle Türkiye'de çıkarılan infaz yasaları, adaletin değil, siyasi önceliklerin bir yansıması haline gelmiştir. Gerçek bir ceza adaleti reformu için, adli mahpuslara yönelik eşitliğe aykırı, siyasi mahpuslara yönelik de istisnacı ve dışlayıcı yaklaşımın terk edilmesi, hukukun kapsayıcı ve eşit uygulandığı bir rejimin inşa edilmesi zorunludur.
 
İNFAZDA ADALET YOK
 
Teklifin 19. maddesiyle İnfaz Kanunu’nun 108. maddesinde değişiklik yapılarak, ikinci defa tekerrür halinde koşullu salıverme yasağı kaldırılarak ¾ koşullu salıverme imkanı getirilmektedir. Koşullu salıverme yasağının kaldırılması, cezanın tümünü içeride çektirme yönündeki katı infaz mantığını yumuşatmakta, hükümlünün yeniden topluma kazandırılması ilkesini esas almaktadır. Ancak bu düzenleme yine sadece adli mahpuslara yönelik olup Terörle Mücadele Kanunu’ndaki tekerrür halinde koşullu salıverme yasağı düzenlemesi olduğu gibi durmaktadır. Hükmünün kaldırılmaması ve bu Kanun kapsamındaki suçlarda koşullu salıverme yasağının devam etmesi ikili bir hukuk işletildiğini göstermekte ve siyasi mahpusları infazda adaletin ve eşitliğin dışında bırakmaktadır.
 
VİCDANA AYKIRI
 
Teklifin 20. maddesiyle İnfaz Kanunu’nun 110. maddesindeki özel infaz usullerinden konutta infazın uygulama alanı genişletilmiş fakat yine Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlar dışlanmıştır. Çünkü 110. maddenin 9. fıkrasında bu madde hükümlerinin, ‘Terör suçları ile örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçlarından ya da örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlardan mahkûm olanlar’ hakkında uygulanmayacağı yazıldı ve bu fıkrada herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Bu ayrım, açıkça hukuka, insan haklarına ve vicdana aykırıdır. Bu eksik düzenleme, aynı yaş grubunda olan mahpuslar arasında yalnızca isnat edilen suçun ‘siyasiliğine’ göre farklı bir infaz rejimi öngörerek, yaşlı siyasi mahpusları insanlık dışı bir ayrıma tabi tutmaktadır.
 
SİYASİ MAHPUSLAR YAŞLANMIYOR MU? 
 
Yaşlı mahpuslar için konutta infazın uygulama alanının genişletilmesi başta sağlık hakkına erişim olmak üzere temel insan haklarına uygun ve her zaman dile getirdiğimiz bir değişikliktir. Fakat bu değişiklik yapılırken siyasi mahpusların dışlanması, akıllara şu soruları getirmektedir: Siyasi mahpuslar yaşlanmıyor mu? Aynı yaş grubundaki adli mahpus için insani olan, siyasi mahpus için neden uygulanamaz? Bu soruların hiçbirinin hukuki ve ahlaki bir cevabı yoktur. Bu nedenle bu düzenleme, insan onurunu esas alan ceza hukukuyla bağdaşmamaktadır.
 
ALARM VERİCİ TABLO VAR
 
Cezaevlerinde hasta ve yaşlı mahpusların uygun tedaviye erişememesi, yaşam hakkını tehdit eden bir durumdur. Son yıllarda artan cezaevi ölümleri, özellikle yaşlı ve hasta siyasi mahpusların durumu, bu konuda alarm verici bir tabloyu gözler önüne sermektedir. Partimizin Şırnak milletvekili Newroz Uysal Aslan’ın Adalet Bakanlığı’na verdiği soru önergesine aldığı cevapta, 515 günde 1.026 mahpusun cezaevinde yaşamını yitirdiği öğrenilmiştir. Bu cevap, her gün en az iki mahpusun cezaevinde yaşamını yitirdiğine dair korkunç gerçeği bizlere göstermiştir.
 
Bir cezanın vicdaniliği, onu veren toplumun ahlaki eşiğiyle doğrudan bağlantılıdır. Hiçbir vicdan, 80 yaşını geçmiş bir insanın, sırf siyasi kimliği veya inancı nedeniyle cezaevinde tutulmasını haklı bulamaz. Bu noktada devletin ahlaki sorumluluğu, cezalandırma pratiği ve güvenlik bahanelerini geçerek, insan onurunu ve yaşamı koruma yükümlülüğü haline gelmelidir.
 
İNSAN ONURUNA AYKIRI
 
Türkiye ceza adalet sisteminde siyasilere uygulanan ve ölünceye dek infaz edilen ağırlaştırılmış müebbet hapis, yalnızca bir ceza türü değil, hukukun içinden doğmuş bir istisna rejimi, bir tür yaşarken çürütme sistemi haline gelmiştir. Bu cezanın infaz biçimi, idamın zamana yayılmış hali olarak görülebilir ve insan onuruna tamamen aykırıdır.
 
Alman hukukçu Günther Jakobs'un kavramsallaştırdığı düşman ceza hukuku, hukukun belirli kişilere ‘vatandaş’ gibi değil, ‘düşman’ gibi davranması anlamına gelir. Bu anlayışta kişi artık hak süjesi değil, sadece tehlike kaynağıdır. Türkiye’de ağırlaştırılmış müebbet cezası infaz edilen ve ölünceye dek cezaevinde kalması istenen siyasi mahpuslar, bu düşman hukukunun nesneleri haline getirilmiştir. Devlet, bu kişileri hukuki muameleye layık bireyler olarak değil, sistemin bekasına tehdit oluşturan özneler olarak tanımlar. Bu nedenle onlara uygulanacak infaz rejimi de hukuki değil, siyasi ve cezalandırma amacıyladır. Türkiye’de de siyasi ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüleri, devletin tecrit altında tutarak yok etmeye çalıştığı birer beka tehdididir.
 
CEZA ÜST SINIRI KALKTI
 
Teklifin 20. maddesiyle maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği Adli Tıp Kurumu raporuyla tespit edilenler için, daha önce var olan 5 yıllık ceza üst sınırı kaldırılmış ancak bu sefer de ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüleri bu düzenlemenin kapsamı dışında bırakılmıştır.
 
MÜEBBET ALANLAR DIŞINDA TUTULDU
 
Yani ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüsü, hastalığı hangi derecede ve ne olursa olsun, cezaevinden çıkamayacak, ölümün kıyısında dahi olsa sevdikleriyle vedalaşamayacak ve cenazesi cezaevinden çıkacak demektir. Bu düzenleme, tüm hasta mahpuslar için cezanın üst sınırının kaldırılması nedeniyle lehe olsa da istisna tutulan ağırlaştırılmış müebbetler açısından büyük bir ahlaki sorun taşımaktadır.  Cezaevinde kalamayacak derecede hasta mahpusların tahliye edilmemesi, ölünceye dek cezaevinde tutulması yaşam hakkının dolaylı ihlali anlamına gelir.
 
KÜRTLERE UYGULANIYOR
 
Teklifin 20. maddesiyle yukarıda değinildiği üzere maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği Adli Tıp Kurumu raporuyla tespit edilen hasta mahpuslar için konutta infaz usulü getirilirken, bu hak ‘toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmama’ şartına bağlanmıştır. Uygulamada özellikle Kürtler ve siyasi mahpuslar bakımından keyfi bir uygulama aracıdır. Bu kavram, ideolojik bir süzgeç işlevi görerek, hasta mahpusların tedavi ve yaşam haklarına yönelik sistematik ihlallerin meşrulaştırılmasında temel dayanak haline gelmektedir.
 
BİNLERCE TUTSAK VAR
 
Teklifin 20. maddesiyle getirilmek istenen düzenleme İnfaz Kanunu’nun 16. maddesine atıfla aynı usulün izleneceğini belirtmektedir. Hasta mahpusların cezasının konutta infazı için hastalığın mahpusun hayatı için ‘kesin’ bir tehlike oluşturması gerekliliği yerine yalnızca “tehlike oluşturması” yeterli görülmelidir. ‘Kesinlik’ ibaresi sebebi ile Adli Tıp Kurumu’nun mahpus hakkında ‘Cezaevinde Kalabilir’ şeklinde raporlar düzenlemesi nedeniyle tahliye olamayan binlerce hasta mahpus vardır.
 
ÇOCUKLARIN ALEYHİNDE
 
Daha önce doğrudan çocuk eğitim evinde barındırılan hükümlü çocuklar artık doğrudan kapalı ceza infaz kurumuna gönderilecek, kapalı ceza infaz kurumundan çocuk eğitim evine geçmek için çocuk mahpusların iyi halli olması aranacaktır.  Mevcut düzenlemede hükümlü çocuklar, kapalı cezaevine göre dış dünya ile iletişim, kişisel alan, sosyal ve kültürel etkinlikler, eğitime erişim gibi imkanların daha mümkün olduğu çocuk eğitim evlerinde tutulurken teklifle kapalı cezaevlerinde tutulmanın öncelenmesi, çocuk hakları açısından açıkça bir geriye gidiştir. Öte yandan çocuk hükümlülerin çocuk eğitimevlerine geçebilmeleri, idare ve gözlem kurulunun vereceği ‘iyi hal’ raporuna bağlanmıştır.”

Diğer başlıklar

19:16 223 işçinin direnişi 92’nci gününde
19:03 İmralı Heyeti ile Erdoğan görüşmesi sona erdi
18:53 Tunç: Sürece dair yasal düzenlemeler Meclis'in takdirinde
18:19 İmralı Heyeti ve Erdoğan görüşmesi başladı
18:14 Komisyon üyeleri İrlanda’ya gidiyor
18:07 QSD bir videoyla Geçiş Hükümeti’nin iddialarını yalanladı
17:53 Fidan ve Tunç’un dinlendiği komisyon toplantısı bitti
17:37 İmralı Heyeti, Erdoğan görüşmesi için yola çıktı: Atılması gereken adımları konuşacağız
17:21 Amed'de çalıştay: Afetlere dayanıklı kentler yaratma hedefimiz var
17:13 İmralı Heyeti ile Erdoğan görüşmesinin saati değişti
17:09 Polisler, mezarlıkta kazı yaptı
16:18 İmralı Heyeti ile Erdoğan görüşmesine katılacak isimler netleşti
16:13 Alpargün Apartmanı davası yeniden görüldü: Sanığa 62 kez müebbet
15:53 Gazeteci Aykol'un hayati riski sürüyor
15:33 İstanbul’da şüpheli şekilde balkondan düşen kadın yaşamını yitirdi YENİLENDİ
15:30 Hesekê’de ‘Abdulah Öcalan’a özgürlük’ eylemi
15:27 Siyasetçi Osman Akdağ anıldı
14:47 ÇHD: İşkenceyi aklayan her karar yeni işkencelerin davetiyesidir
14:17 Arjen Arî mezarı başında anıldı
14:16 Wan'da ‘kuyu tipi’ cezaevi kapatılsın eylemi
13:41 'Barış ve Demokratik Toplum' şölenine çağrı
13:33 Maden yasasında değişiklik Resmi gazetede
13:29 Almanya Dışişleri Bakanı Şam’a gidiyor
12:42 Ayşegül Doğan: Barışa değil savaşa hazırlanan bir bütçe ile karşı karşıyayız
12:39 Parktaki banklar yakıldı
12:37 Menemen'de öğrencilerin tutuklanmasına tepki
12:36 Vietnam’da sel felaketi
12:18 İran’da gözaltına alınan kişiden haber alınamıyor
11:59 4 kişinin can verdiği binanın enkazı incelemeden sonra kaldırılacak
11:57 Kurtulmuş: Nihai rapor safhasına ilerliyoruz
11:40 CHP’den ‘Sandığa Karşı Yargı: Bir Darbenin Anatomisi’ raporu
11:31 İBB soruşturmasında 4 kişi hakkında gözaltı kararı
11:16 Özer soruşturmasında DEM Partili Aşan beraat etti
10:39 Bakırhan: Geçiş yasalarıyla özgürlükler ve haklar güvence altına alınmalı
10:27 Karasu: Özgürlük yasaları sürecin kritik noktasıdır
10:14 Bütçe görüşmeleri başladı
09:33 Çocuğunu Filistin askısında görmek ve bir damla su verememek
09:29 Aksoyoğlu: Meclis Abdullah Öcalan'ı Ankara'da dinlemeli
09:23 EHP Genel Başkanı: Atılan adıma karşı yasal adımlar atılmalı
09:06 Barış Anneleri'nden Erdoğan'a çağrı: Adım atın
09:05 ÖHD'li Köçeroğlu: Süreç cezaevlerine uğramamış
09:05 Siyaset Bilimci Köker: Komisyon yasa tekliflerini somutlaştırmalı
09:04 Wan çarpık kentleşmeyle kimliğini kaybediyor
09:02 Akdeniz eşbaşkanlarının yarın görülecek duruşmasına çağrı
09:02 HDK İstanbul Eşsözcüsü: Devlet demokratik yasal düzenlemeleri yapmalı
09:01 Saadet, Gelecek ve DEVA Amed il başkanları: Devlet gecikmeden adım atsın
09:00 'Birliğimizi sağlayamadığımız müddetçe statüye kavuşamayız'
09:00 Cezaevi idaresi Ceylan Önkol'un fotoğraflarını 'sakıncalı' buldu
09:00 30 EKİM 2025 GÜNDEMİ
00:20 Saldırıya uğrayan öğrenciler ve DEM Parti'li Özgül Saki hedef gösterildi
00:02 Kamyaran’da aktivist Zîlan Kemanger gözaltına alındı
29/10/2025
23:55 QSD: Tişrîn'deki patlama Geçiş Hükümeti mayınından kaynaklandı
23:52 Şerife Muhammed'inin idam kararı 30 yıl hapse çevrildi
23:15 Sındırgı'da 3.8 büyüklüğünde deprem
22:11 Dîlok'ta 18 saati aşan elektrik kesintisi
21:52 Dünya genelinde internet kesintisi
21:47 Türkiye'ye bağlı grupların işkence ettiği M.S. artık hareket edemiyor
21:24 Fed, politika faizini indirdi
21:19 Gebze’de çöken binanın enkazından bir kişi sağ çıkarıldı
20:05 Gazeteci Ezgi Soysal'a saldırı: Ölebilirdim
19:53 Kayyımın işsiz bıraktığı işçiler: Eve ekmek götüremiyoruz
19:04 İhraç edilen bin 700 emekçi mahkeme kararı bekliyor
17:41 Payizava’da üç kişinin katledildiği saldırıya dair bir gözaltı
17:39 25 Kasım’da gözaltına alınan 168 kadına dava
17:21 Entübe edilen Gazeteci Aykol'un kritik hali sürüyor
16:46 KESK, Meclis Komisyonu'ndan KHK'liler için yasal düzenleme istedi
16:46 DEM Parti’den ‘Yerel Demokrasi Konferansı’
16:27 Gebze'de yıkılan binada 2 kişinin cenazesine ulaşıldı
16:18 İmralı Heyeti ve Erdoğan görüşmesinin saati belli oldu
15:26 Aykol’a cezaevinden mektup: Bizi hiç yalnız bırakmadı
14:59 MSD’den Şam-Süveyda yolundaki saldırıya kınama
14:54 Almanya'da Köln yürüyüşü için seferberlik
14:36 Darp edilerek gözaltına alınan gazeteci Yıldız suç duyurusunda bulundu
14:03 Tutsak Ayşe Gökkan’dan gazeteci Aykol için mektup
13:50 Özgür Basın'ın Mamoste'si mezarı başında anıldı
13:41 Tarım işçilerini taşıyan araç kaza yaptı: 3 ölü, 12 yaralı
11:39 DEM Parti PM: Özgürlükçü yasal düzenlemeler yapılmalı
10:04 Abdullah Öcalan: Cumhuriyeti iki kritik kavşak bekliyor, ciddi olan kazanır
09:44 Sosyalist parti ve örgütlerden 'süreç' çalıştayı
09:29 Rojin Kabaiş haberimize erişim engelli
09:27 İsrail’in Gazze'ye saldırıları sürüyor: 63 Filistinli katledildi
09:19 MEBYA-DER Êlih Eşbaşkanı: Sürece rağmen taziyelere saldırı var
09:17 ÖHD Eş Genel Başkanı: Abdullah Öcalan'ın koşulları sürecin ruhuna uygun hale getirilmeli
09:16 Akademisyen Coşkun: Sürece özgü geçiş hukuku benimsenmeli
09:06 120'den 50 kiloya düşen hasta tutsak tahliye edilmiyor
09:04 Bakır, onların elinde yeniden hayat buluyor
09:04 'Kadına dönük şiddet İstanbul’dan Wan’a farklılaşabiliyor'
09:01 Akademisyen Yasemin Özgün: İktidarın adım atmaması süreci tıkıyor
09:00 29 EKİM 2025 GÜNDEMİ
08:23 Meteoroloji’den kar ve yağmur uyarısı
08:12 Gebze'de bina çöktü: Enkazda kalanlar var
28/10/2025
23:16 Tuncer Bakırhan: Cumhuriyetin 102. yılında: Nasıl birlikte yaşayacağız?
22:31 DEM Parti Kadın Meclisi'nden Hüda Kaya'ya verilen cezaya tepki
22:17 Sındırgı depreminde Manisa’da 83 yapı etkilendi
21:51 Konya'da yolcu otobüsünde yangın
21:46 Van Valiliği, 29 Ekim’i şarkıları yasaklanan Grup Yorum’un marşıyla kutladı
21:00 Ateşkese rağmen Netanyahu'dan yeni saldırı emri
20:56 Hüda Kaya hakkında tutuklama kararı
20:46 Gazeteci Hıdır Yıldız gözaltına alındı
20:28 Berçem Şaşmaz taziyesine kitlesel ziyaret
19:50 17 il için 'sarı kod' uyarısı
19:42 Kadınlardan 11. Yargı Paketi tepkisi: Yasaklara karşı birlikte duracağız
19:20 Gözaltındaki 24 öğrenci serbest bırakıldı
19:18 Muğla'da çocuk cenazesi bulundu
19:11 İşçiler direniyor: İrademizi teslim etmeyeceğiz
18:26 Hak savunucusu Halime Pejvak İran’da gözaltına alındı
18:16 CHP’li Enginyurt, hakkında taciz iddiaları olan Tekinoğlu'nu danışmanı yaptı
16:59 Emniyet müdürü şiddetten tutuklandı
16:55 Hacettepe öğrencilerine palalı saldırı protesto edildi
16:49 Eşref ve Mustafa Akyıldız için kurulan taziyeye kitlesel ziyaret
16:22 İhraç edilen emekçiler için çağrı: Tüm haklarıyla görevlerine iade edin
16:19 Gazeteci Aykol'un durumu kritik aşamada
16:06 ‘Çıplak aramaya sessiz kalmayacağız’
15:51 Emek ve Demokrasi Güçleri’nden Hacettepe Üniversitesi'ndeki ırkçı saldırıya tepki
15:07 İHD: İfade özgürlüğü yaşamsal bir öneme sahiptir
15:02 Roboskî İçin Adalet Girişimi: Barış için yüzleşme şart
15:00 ‘Ölene kadar tutsaklık ilkesi tutsakların yaşam hakkını engelliyor’
14:43 Kadın öğrencilere çıplak arama dayatmasında takipsizlik kararı
14:34 Haber-Sen TELE1'e kayyım atanmasını protesto etti
14:04 Katledilen Sevcan Demir için adalet ve duyarlılık çağrısı
14:03 Durdurma kararına rağmen geyik avı sürüyor
13:23 Manavgat Belediyesi soruşturmasında 24 gözaltı
13:08 'Kuyu Tipi' cezaevlerine ilişkin açıklama: Tutsakların seslerini duyurun
13:00 Feminist filozof Eva Kittay’dan Abdullah Öcalan’ın çağrısına destek mesajı
12:58 DEM Parti, 11 yıl önce su baskınında yaşamını yitiren 18 işçiyi andı
12:29 Amed Barosu ‘süreç’ komisyonu kurdu
11:51 İki kentte ev baskınları: En az 15 gözaltı
11:37 Cemil Bayık: Entegrasyon yasaları bir an önce çıkarılmalı
11:22 'Eşit yurttaşlık temelinde hukuki, yasal ve idari düzenlemeler yapılmalı'
10:42 Özgür Basın'ın Mamoste'si: Kadri Kaya
10:11 İranlı Prof. Dr. Mansuran: Öcalan'ın paradigması yeni bir çağın başlangıcıdır
10:03 İzmir ve Manisa'da su baskınları
10:02 Mêrdîn Baro Başkanı: Güven için Meclis artık adım atmalı
09:57 'Ukrayna Savaşı Rusya'da iç dengeleri tetikleyebilir'
09:51 DBP'den 'süreç' için kapsamlı eylem planı
09:46 ‘Tecrit altında barış sürecinin işlemesi mümkün değil’
09:39 Türkdoğan: ‘Şiddet’ bahanesi kalmayan iktidar adım atmazsa teşhir olur
09:36 Hasta tutsak Çam günde 17 ilaçla hayata tutunuyor
09:34 EMEP Genel Başkanı: Taraflara eşit koşullarda görüşme şansı tanınmalı
09:31 DİSK Basın İş Genel Başkanı Dedeoğlu: Yüzde 95’lik medya gücü iktidara yetmiyor
09:31 Gabar Dağı’ndaki ağaç kıyımı Sêrt tarafına kaydırıldı
09:28 Koma Amed: Burada ilk güne döndük, Evdilmelik Şêx Bekir’i hissederek
09:13 Eğitim Sen Kadın Sekreteri: Cezasızlık çocuğa yönelik suçları yaygınlaştırıyor
09:03 Wan'da 21 ayda 2 bin 299 kadın ve çocuk hedef alındı!
09:02 Cumhuriyet’in 102’nci yılı: Tek güvence kadın kurtuluş hareketi
09:00 28 EKİM 2025 GÜNDEMİ
08:12 Dêrik Zeytin Festivali’nde binler buluştu
08:07 Adana'da bir kadın katledildi
27/10/2025
23:01 Balıkesir'de 6.1 büyüklüğünde deprem
22:20 BM'den PKK'nin kararına dair açıklama: Tüm taraflar iyi niyetle hareket etmeli