Amed Uluslararası Film Festivali: Sanatla iç içe olalım 2025-12-05 09:10:47 AMED - Amed Uluslararası Film Festivali, 8 yıllık kayyım dönemi sonrası 84 filmle yeniden sinemaseverlerle buluşacak. Fetival Komitesi'nde yer alan sinemacı Mehmet Erbay, “Sanatla, sanatsal duyguyla iç içe olalım” diyerek, herkesi festivale davet etti. Amed Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde Ortadoğu Sinema Akademisi ve Sinebîr’in yürütücülüğünde 3. Amed Uluslararası Film Festivali düzenlenecek. İlki Amed Büyükşehir belediyesi iş birliğiyle 2012, ikincisi 2016 yılında gerçekleşen festivalin 3’üncüsü 8 yıllık kayyım süresinin ardından 7-14 Aralık tarihlerinde “Dinya bi çîrokan tê ba hev/Dünya hikayelerle bir arada” şiarıyla düzenlenecek. 84 filmin izleyiciyle buluşacağı festival kapsamında film gösterimleri, atölye çalışmaları ve yönetmen-ekip katılımlı söyleşiler de gerçekleşecek.   Festivalin açılış gününde Yılmaz Güney’in “Yol” filminin serüvenine odaklanan “Ji Rê… Yol’dan” isimli sergi açılacak. Festival’in açılış filmi ise Çayan Demirel ve Ayşe Çetinbaş’ın yönettiği “Kardeş Türküler ile 30 Yıl” belgeseli olacak.   Festival kapsamında son sekiz yılda üretilmiş uzun metraj, belgesel ve kısa filmlerden oluşan “Rêwîtiya Sînemaya Kurdî” (Kürt Sinemasının Yolculuğu) başlıklı Ulusal Seçki’de gösterilecek. Festivale ilişkin ajansımıza konuşan Tertip Komitesi üyesi Sinemacı Mehmet Erbay, festivalin dair değerlendirmelerde bulundu.      Festivalin sanatçı, toplum ve eser olmak üzere 3 saç ayağı olduğunu dile getiren Erbay, eserin sanatçı ile toplumu bir araya getirdiğini belirtti. Erbay, bu bir araya gelişte eleştirel düşüncenin gelişmesi için bir diyalog zemininin hazırladığını söyleyerek, bu zeminin sinemacı ve sanatçıların toplumla bir araya gelmesi için önemli vurgusu yaptı.    ‘YAPAY PROJE TUTMADI’   İnsanların manevi ihtiyaçlarına işaret eden Erbay, bir film izlemenin, tiyatroya gitmenin, konser dinlemenin, insanın ruhunu olgunlaştıran meseleler olduğunu belirtti. Erbay, bu anlamda festivalin hem sinemacılarla toplumu buluşturduğunu hem de kentin ruhsal ihtiyacını gidermeye yönelik bir işlevde bulunduğunu kaydetti. Kürt halkı için yaşamın büyük zorluklar ve mücadeleyle geçtiğini belirten Erbay, “Kürt halkı olarak zaten 100 yıldan fazladır bu zorlukların içerisindeyiz. 8 yıllık kayyım dönemini de aslında bu 100 yıllık zorluğun içine koyabiliriz. Kayyım iki şeyi elde etmeye çalıştı; bir fizik mekanları işgal boyutu vardı. Bu anlamda kısmen başarılı oldu diyebiliriz. Sembolik olarak söylersem; baklava yemeyi iyi becerdiler. Bir diğer alanda da yani toplumun hafızasında belli birtakım tahribatlar yaratmaya çalıştılar. Bunu çok yapay bir şekilde denediler. Yani İstanbul burjuvazisinin tükettiği müziği alıp buraya getirmeye çalıştılar. Ölülerin kemikleri üzerine parlak taşlar döşeyip, defile yapmaya çalıştılar. Bu oldukça yapay bir projeydi. Tutmadı zaten. Halk buna cevabını verdi” şeklinde konuştu.   Buna karşın 8 yıllık süreçte Kürdistan'da sanatsal faaliyetlerin kaldığı yerden devam ettiğine dikkat çeken Erbay, üretimler olduğu için yapay projelerden çok fazla etkilenilmediğini belirtti. Erbay, dayanışma ruhuyla birlikte zorlukların üstesinden geldiklerini sözlerine ekledi.   'BİRİKEN ÜRÜNLER HALKLA BULUŞTURULACAK'   Festivale duyulan ihtiyacın neden kaynaklandığına dair konuşan Erbay, “Kayyım döneminde 8 yıl festival yapılmadı ama dediğim gibi üretimler olduğu gibi devam etti. Gerek Rojava'da, Başur'da gerekse bizim Bakur'da çok fazla film üretildi. Bu üretilen filmler Avrupa'da, her yerde gösterildi; ödüller de aldı. Bu anlamda bir sıkıntı olmadı. Ama kendi kentimizde, coğrafyamızda bunların gösteriminde zorluklar vardı. Aslında bu festival biraz da bu zorlukları kapatmak, bu 8 yılda biriken ürünleri halkla buluşturmak için önemli bir meseleydi. Kürdistan'ın 4 coğrafyasında ya da dışarıdan gelen sinemacılarla buradaki sinemacıları buluşturmak büyük bir şey. Biraz da niyetimiz bu” ifadelerini kullandı.   KÜRTÇE YAZILAN 64 PROJE   Seçtikleri 84 filmi dünya hikayelerini bir araya getirme meselesi üzerinden seçtiklerini dile getiren Erbay, olabildiğince farklı coğrafyalardan, farklı yönetmenlerin bakışıyla, farklı hikayeleri buluşturmaya çalıştıklarını kaydetti. Erbay, konuşmasına şöyle devam etti: “Burada bir takım temaları belirledik. Öncelikle kadını, çocuğu, doğayı öteleyen her türlü üretimi biz bu seçkinin içerisine almadık. Bunun dışında yaşamı olumlayan, yaşamı yücelten, dayanışmayı yücelten, bir aradalığı önemseyen bütün temalar bu seçkinin içerisine girdi. Bunun yanı sıra bir de Kürt sinema üretimini daha da arttırmak için proje fonu oluşturuldu. Bu projeye 64 senaryo hem kısa film, hem uzun metraj, hem belgesel konusunda başvuruda bulundu. Bu 64 projenin tamamı Kürtçe yazılmıştı. Bunlardan 15'i jüri tarafından belirlendi. Bu 15'ten de birer tanesi seçilecek.”    FESTİVALE KATILIM ÇAĞRISI   Festival türü etkinliklerin eleştirel düşüncenin gelişmesi için bir diyalog ortamı yarattığını belirten Erbay, bu diyalog ortamını geliştirmek için birçok şey yapacaklarını kaydetti. Kürt sineması, kadın sineması, bağımsız belgesel filmler üzerine paneller gerçekleştireceklerini sözlerine ekleyen Erbay, festivalde yönetmenlerin kendi deneyimlerini aktarabileceği ortamların oluşacağını söyledi. Çok hızlı akan hayatı festivalle birlikte yavaşlatmayı istediklerini belirten Erbay, herkese festivale katılım çağrısında bulunarak, “Burada sanatla, o sanatsal duyguyla iç içe olalım” dedi.   MA / Müjdat Can