'Barışa katkı için Seyîd Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklansın' 2025-11-15 09:02:23   İZMİR - DAD İzmir Şubesi Eşbaşkanı Fırat Dikmen ile İzmir Dêrsim Kültür ve Dayanışma Derneği Eşbaşkanı Kılıç, Seyîd Rıza ve arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanması gerektiğini belirterek bunun süreç açısından pozitif bir adım olacağını söyledi.    Seyit Rıza ve arkadaşlarının idam edilişlerinin üzerinden 88 yıl geçti. Geçen 88 yılda devlet, Seyîd Rıza ve arkadaşlarının mezar yerlerini hala açıklamadı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı ile yeni bir barış süreci başladı. Barış sürecine dair beklentilerden birisi devletin geçmişle yüzleşmesi, Dêrsim Katliamı'na dair arşivlerin açıklanması ve Seyîd Rıza ve arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanması. Bu adımların barışa katkı sunacak adımlar arasında görülüyor.   KATLİAM SÜRECİNDE YAŞANANLAR   Seyîd Rıza ve arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanmasını isteyen Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) İzmir Şubesi Eşbaşkanı Fırat Dikmen, cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan katliamların temellerinin Osmanlı'daki tekçi, merkeziyetçi zihniyetlerle atıldığını belirtti. Dêrsim coğrafyasının çok kere sefere uğramasına rağmen teslim olmadığını ifade eden Dikmen, Dêrsim'in,"Reya Hak" süreği ve Aleviliğin getirdiği direnişçi damardan dolayı merkezi egemenliklerin hedefi olduğunu vurgulayarak, "Bunun sebebi de Kürt ve Alevi kimliğinin orada barınması, hiçbir zaman zalimlere boyun eğmemesi. Kendi içerisinde ki rızalık anlayışıyla beraber bir doğal toplum örneğiydi. Doğal toplum örneği olduğu için de yani kendi kurallarını dışında başka kurallara tabi olmazdı. 1935 yılında 'Tunceli Kanunu'yla beraber katliamların hazırlıklarına başlandı. İl sınırları belirlendi. Katliamların nerede yoğunlaşacağı egemenler ve askeri politik olarak netleşmişti. 1936 yılına geldiğimizde ise Dêrsim'i modernleştireceğiz adı altında yol, köprü, okul, hastane, kışla yapacağız diyerek Dêrsim'e girilmeye başlandı. Ama bunları yaparken insanların yaşamları biraz daha kolaylaştırmak için değildi. Yapacakları katliamlara hazırlıktı. Bunu yaparken Dêrsim'in inancına, kimliğine, toplumsal ahlakına saldırı yaptı.Çokça bildiğimiz gibi kadınlara taciz, tecavüz, çocukları alıkoyma, kaçırma ve sebepsizce katliamlar başlamıştı" diye konuştu.    DİRENİŞ HATTI VE DÊRSİM   Başlayan katliamlar karşısında büyük bir direnişte gösterildiğini kaydeden Dikmen, "Bu direniş hattı varken Dêrsim kendini koruyordu. Zaten Seyîd Rıza barış görüşmesine giderken idam sehpasıyla karşılaşıyor. Alişêr de işbirlikçler tarafından katledildi Zarife Ana'yla beraber. Bu öncü kadroların tasfiyesiyle beraber bizim tertele olarak adlandırdığımız katliam yaşandı. Hamile kadınların bebekleri anne karnından çıkarıldı, birçok insan mağarada saklanırken çocuğu ses çıkarıyor diye kendi çocuğunu kendi elleriyle boğdu. Kadınlar teslim olmamak için kendini Munzur'a bıraktı. Hala bugün ağlayan kayalar bunlara şahittir" ifadelerini kullandı.    BARIŞA POZİTİF KATKI    Seyîd Rıza ve arkadaşları ile beraber mezar yerleri açıklanmayan Kürt önderlerinin, mezar yerlerinin açıklanması gerektiğini vurgulayan Dikmen, "Seyîd Rıza ve arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanması barış için pozitif bir adım olacaktır. Daha önceki demokratik yaşamın inşa sürecinde Recep Tayyip Erdoğan 'Devlet literatüründe özür dilemek varsa ben devlet adına Dêrsim'den özür diliyorum' demişti. O sürecin akıbetini hepimiz biliyoruz. Yaşanan Demokratik Toplum Süreci'nde ise sadece bir özürle olmayacağı bu özrün samimi olabilmesi için de gerekliliklerin yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu gereklilikleri de şöyle sıralayabiliriz; Öncelikle Seyîd Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklanmalı, o dönemde alı koyulan çocukların akıbetinin açıklanması ve o zamanki arşivlerin açıklanması gerektiğini düşünüyoruz" diye belirtti.    YÜZLEŞME ÇAĞRISI    İzmir Dersim Kültür ve Dayanışma Derneği Eş Başkanı Hasan Ali Kılıç, toplumsal barışın konuşulduğu günlerde tarihle yüzleşilmesi gerektiğini vurgulayan Kılıç, "Devletin yaptığı yanlışlarla ilgili özür dilenmesini bekliyoruz. Mezar yerlerinin belirlenerek, mezarların Dêrsim'e taşınmasını istiyoruz. Toplumsal barışın sağlanması için toplumun bütün kesimleri ile barışmak gerekiyor. Bu ülkede Kürtler var, Aleviler var, öteki sayılanlar var. Bütün bunlarla bir hakikat etrafında, bir gerçeklik etrafında buluşmak gerekiyor. Eşit yurttaşlık, toplumsal barış diyorsak bütün bunları gören ve gözeten yerden bir düzenleme yapılması ve bir yüzleşme sağlanması gerekiyor" şeklinde konuştu.