İHD’li Yılmaz: Entegrasyon yasaları ihtiyaçları karşılamalı 2025-11-05 09:10:15 AMED - Meclis’in Kürt sorununun çözümü noktasında başat rol oynaması gerektiğini belirten İHD Amed Şubesi Başkanı Ercan Yılmaz, “Hazırlanacak entegrasyon yasaları da ihtiyacı karşılamalı” dedi.  Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın başlattığı Barış ve Demokratik Toplum Süreci, Kürt Özgürlük Hareketi’nin 26 Ekim’de Qendil’de yaptığı açıklamasında Türkiye ve Kürdistan’daki güçlerini geri çekmeye başladığını duyurmasıyla yeni bir aşamaya taşındı. Atılan bu adımla birlikte bir kez daha gözler devle ve iktidarın atacağı somutlar adımlara çevrildi.    Hem Meclis’te kurulan komisyonda dinlenen hem de 11 Temmuz’da Federe Kürdistan Bölgesi’nin Silêmanî kentinde gerçekleştirilen silah yakma törenine katılan İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi Başkanı Ercan Yılmaz, süreç kapsamında yaşanan gelişmelere dair değerlendirmelerde bulundu.   Kürt meselesinin çözümü için atılan adımların ciddi olduğuna dikkati çeken Yılmaz, bu adımların Kürt meselesinin çözümü konusunda birçok eşiğin yavaş yavaş aşılmaya başlandığını gösterdiğini kaydetti. Kürt Özgürlük Hareketi’nin 26 Ekim’deki adımına benzer geçmiş çözüm süreçlerinde de adımlar atıldığını anımsatan Yılmaz, fakat kalıcı barışla sonuçlanmadığını söyledi. Yılmaz, Kürt sorununun çözümsüzlüğünün devam ettiğini hatırlatarak, “Umarız ki 11 Temmuz’da silahlarını imha eden, 26 Ekim'de alınan kararla Türkiye'den çekilen PKK militanlarının tamamını kapsayacak bir yasal düzenlemenin hazırlığı kısa bir süre içerisinde gerçekleşir” dedi.    ‘KOMİSYON SAYIN ÖCALAN’LA GÖRÜŞMELİ’   Bir yılı aşkın süredir insanların yaşamını yitirmemesinin önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz, çatışan tarafların ne düşündüğünü, bu meseleye dair ne tür fikirleri olduğunun çok şeffaf bir şekilde tartışılmasının bu sürece katkı sağlayacağı söyledi. Bunun da doğrudan muhatabının Abdullah Öcalan olduğunu ifade eden Yılmaz, “Bu sürecin başlamasında çok ciddi anlamda sorumluluk alan kişilerden biri olduğu için Meclis’te kurulan komisyonun Sayın Öcalan'la doğrudan görüşmesi gerekiyor. Çünkü bu meselenin; bir PKK, iki devlet tarafı var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bakanlık düzeyinde bu komisyonda temsil edildi. MİT Müsteşarı, Adalet Bakanı, Dışişleri Bakanı komisyona gelip görüşlerini ifade etti. Bu meseleye dair önerilerini sundular. Komisyonunun Kürt meselesinin neden şiddet sarmalına girdiği, bu meseleyi ortaya çıkaran nedenlerin neler olduğunu diğer taraftan da, muhatabının ağzından dinlemesi gerektiğini düşünüyoruz. Ancak bu şekilde sağlıklı adımlar atılabilir. Komisyonun Sayın Öcalan'ın da sürece dair görüş ve önerilerinin alınmasını kıymetli buluyoruz” diye belirtti.     ‘MECLİS BAŞAT ROL OYNAMALI’   Kürt Özgürlük Hareketi’nin Türkiye’den çekilme kararından sonra atılması gereken adımlara da değinen Yılmaz, Kürt meselesinin ortaya çıkmasındaki en büyük etkenlerden biri olan Meclis’in evrensel insan haklarına uygun yasalarla, Kürt meselenin çözümünde başat rol oynaması gerektiğini vurguladı. Yılmaz, “Burada ilk ve acil olarak yapılması gereken PKK militanlarının topluma, ülkeye, ailelerine geri dönmesinin koşullarının sağlanması olmalı. Eğer bir müzakere ve barış meselesi konuşulacaksa, oluşturulacak yasal düzenlemeler, -dilinden tutun da uygulama alanına kadar- her iki tarafı da kabul eden, rahatsız etmeyen yasal düzenlemeler olmalı” diye konuştu.   ‘YASADA SINIRLAMAYA GİDİLMEMELİ’   “PKK militanları açısından çıkarılacak olan yasada herhangi bir sınırlamaya gidilmemesi gerekiyor” diyen Yılmaz, “Kamuoyunda bazı tartışmalar var: Herhangi bir eyleme karışmamış kişilerle, üst kademe kadrosunda olan kişilerin ayrıştırılması… Bu, bu meseleye olan güvenin, inancın ve sürecin ilerlemesinin önünde ciddi bir engel olacaktır. Bir bütün olarak kendini PKK’li olarak ifade eden herkesi kapsayan ve Kürt meselesinin çözümüne katkı sunan barışçıl bir yasa tasarısı hazırlanması gerekiyor. Entegrasyon yasalarının gerçekten ihtiyacı karşılayabilmesi gerekiyor. Klasik devlet anlayışıyla, beka meselesiyle veya kibirle hareket edilmemesi gerekiyor” diye kaydetti.    ‘DEMOKRATİK CUMHURİYET’ VURGUSU   Abdullah Öcalan’ın, yasallığa geçişin Demokratik Cumhuriyetin hukuksal temellerini sağlamlaştıracağı yönündeki ifadelerini anımsatan Yılmaz, “1924 Anayasası'ndan bu yana Türkiye'de ötekilerin kendini ait hissetmediği bir devlet sistemi var. Bu, yasal düzenlemelerle, idari pratiklerle gün geçtikçe katmerlendi. Devletin Türk ve Sünni dışındaki tüm farklı inanç, etnik, cinsiyet gruplarına bir ayrımcılıkla yaklaştığını biliyoruz. Burada yapılan açıklamanın tam da buna bir atıf olduğunu düşünüyorum. Eğer cumhuriyet demokratikleşirse, Kürt meselesi zaten çözülme noktasında çok ciddi anlamda yol kat edecektir. Cumhuriyetin demokratikleşmesi gerekiyor. Demokratikleşmeden kastımız da şu; Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan her bir yurttaşın, bireyin kendini ait hissettiği bir ortamın oluşturulması gerekiyor. Bugünden itibaren hem geçmişle yüzleşilmesi, geçmiş dönemlerde yaşanan antidemokratik uygulamalarla hesaplaşılması; aynı zamanda bunların tekrarlanmayacağı, önümüzdeki yüzyılı inşa edecek bir sistemin inşa edilmesi gerekiyor. Bu sürece de Kürt realitesini, kimliğini tanıyarak başlanabilir” ifadelerini kullandı.    Türkiye’de hazırlanan baskıcı kanun hükümlerinin, değiştirilen anayasa hükümlerinin tamamının Kürtlerin temel haklarına erişiminin engellenmesi amacıyla yapıldığını söyleyen Yılmaz, daha sonra bunun diğer bütün farklı gruplara uygulandığını belirtti. Yılmaz, Demokratik Cumhuriyet vurgusunun çok önemli olduğunu, bu konuda verilecek samimi kararın Türkiye'nin önümüzdeki yıllarına çok ciddi etkisinin olacağını söyledi.    MA / Rukiye Payiz Adıgüzel