19 gazetecinin davası: 10 tanık dinlenmeyecek, yurt dışı yasağı kaldırılmadı 2025-09-18 13:52:31   AMED - Amed'de 19 gazetecinin yargılandığı davanın duruşmasında, 10 tanığın dinlenmesinden vazgeçildi. Gazeteciler hakkındaki yurt dışı yasağı kaldırılmadı.    Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 16 Haziran 2022’de tutuklanan ve 1 yılı aşkın bir süre tutuklu kaldıktan sonra ilk duruşmada tahliye edilen 19 gazetecinin yargılaması sürüyor. Gazeteciler hakkında "örgüt üyesi olmak" ve "örgüt propagandası yapmak" iddialarıyla açılan davanın 8’inci duruşması Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.    Tutuksuz yargılanan gazeteciler Ömer Çelik, Neşe Toprak ve Elif Üngür ile gazetecilerin avukatları Rasul Tamur, Gözde Engin ve Ruşen Seydaoğlu duruşmada hazır bulundu. Tutuksuz yargılanan gazeteci Aziz Oruç ile Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Hukuk Birimi’nden avukat Hazal Sümeli ise, İstanbul'da Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) duruşmayı izledi.   'TANIMIYORUM, GÖRMEDİM'   Oruç, itirafçı Melik Canbey’in beyanları üzerinden hakkında hazırlanan ve bu dosyayla birleştirilen iddianameye karşı savunma yaptı. Oruç, tanığın "örgüt üyeleriyle röportaj yaptığı" yönündeki iddialarını yalanladı. Oruç, "Örgüt üyeleriyle gerçekten röportaj yapmış olsaydım bir yerde yayınlanmış olurdu. Yapmış olsaydım söylerdim, gazeteciyim. Ama hiçbir örgüt üyesiyle röportaj yapmadım” dedi.   Melik Canbey’i tanımadığını ve görmediğini dile getiren Oruç, "Gerçeği söylemek zor olsa da bunu söyledik. 13 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye olduk. Bu mesleği aynı şekilde aynı kararlıkla devam ettiriyorum. İstanbul’da gazetecilik yapmaya devam ediyorum" şeklinde konuştu. Oruç, dosyayı “gazeteciliğin cezalandırılmaya çalışıldığı bir dosya" olarak nitelendirdi.    Barış ve Demokratik Toplum Grubu'nun 11 Temmuz’da Silêmaniyê'deki silah imha törenini hatırlatan Oruç, "Sırf bu mahkemenin yurt dışı yasağından dolayı bir gazeteci olarak takip edemedim. Benim yurt dışı yasağım olmasaydı bir gazeteci olarak takip etmiş olacaktım. Yurt dışına çıkış yasağı mesleki açıdan beni engelliyor” diyerek, yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasını talep etti.   Gazeteci Ömer Çelik de, yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasını istedi.    TANIKLAR DİNLENDİ   Tanık Helin Kolpar, gazetecilerden kimseyi tanımadığını söyledi. SEGBİS ile bağlanan bir diğer tanık Keziban Kuday, kendisine tek tek sorulan gazetecileri tanımadığını ifade etti. Kırşehir S Tipi Kapalı Cezaevi’nden duruşmaya SEGBİS’le katılan bir diğer tanık İbrahim Coşkun, "Suriye'de YPG'de faaliyet gösteriyordum, oradan ayrılıp gelip kolluk kuvvetlerine teslim oldum. Orada Sterk Tv'yi duydum. Kanaldan kültürel programları izliyordum. Ayrıca bölgedeki gelişmeleri haber olarak aktarıyordular. Bunları bana soruyorsunuz ama bunlar internette de var, bakıp görürsünüz" şeklinde konuştu. Tanık Coşkun, mahkeme başkanın sorduğu ajans ve prodüksiyonları da bilmediğini söyledi. Coşkun, ayrıca dosyada yargılanan gazetecilerin isimlerini hiç duymadığını belirtti.   Avukat Resul Tamur, "Tanıklarının hiçbirinin dosyadaki sanıklarla alakalı bir beyanı yok. Dosya dışı tanıklardır” dedi. Tamur, yargılamanın sürüncemede kalmaması için dinlenmeyen diğer tanıkların dinlenmesinden vazgeçilmesini talep etti.    Tamur, gazetecilerin el konulan dijital materyallerinin iadesini ve yurt dışına çıkış yasağı yönündeki adli kontrol tedbiri kararının kaldırılmasını istedi.    DURUŞMA ERTELENDİ   Mahkeme heyeti, dinlenmeyen 10 tanığın dinlenmesinden vazgeçilmesine karar verdi. El konulan materyallerinin iadesine karar veren mahkeme, yurt dışı adli kontrol şartını kaldırmadı.    Bir sonraki duruşma 20 Ocak 2026’ya ertelendi.