İSTANBUL - İstanbul'da "Yuvarlak Masa" toplantısı düzenleyen Avrupa heyeti, Abdullah Öcalan'ın "küresel bir lider" olduğuna vurgu yaparak, Kürt sorununun çözümü noktasında hangi çalışmaların yürütülebileceğini tartıştı.
Avrupa’nın farklı ülkelerinden 39 isim, "Abdullah Öcalan'ı ziyaret etmek istiyorum” kampanyası kapsamında İstanbul'a gelerek kimi temaslarda bulundu. İtalya, Fransa, Hindistan, Almanya ve İsviçre gibi ülkelerden gelen heyetin arasında, insan hakları aktivistleri, parlamenter, hukukçu, gazeteci, yazar, akademisyen ve kadın hakları savunucuları yer aldı.
Almanya Sol Parti Federal Milletvekili Ferat Koçak, Sürgündeki Kadınlar Derneği yöneticisi Doris Dede, Katalonya Eyalet Meclisi üyesi Eulalia Reguant i Cura, İtalya Partizan Derneği Dışilişkiler Sorumlusu Roberto Giudici, Avrupa Parlamentosu S&D (Sosyalist Grup) Parti Grubu Ortadoğu Danışmanı Francesco Cerasani, Japonya Anayasal Demokratik Parti Milletvekili Arita Yoshifu, Fransa Feminist Kadınlar Derneği yöneticisi Pascale Martin, MRAP Birleşmiş Milletler Temsilcisi Gianfranco Fattoroni, Boyun Eğmeyen Fransa Partisi Milletvekili Carios Martens Bilongo, Belçika Seküler Kolektif Harketi Başkanı Djemila Benhabib gibi isimler de heyet içerisinde yer alan isimler oldu.
YUVARLAK MASA TOPLANTISI
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile yüz yüze görüşmek ve Kürt sorununun çözümü noktasında gelişen "Barış ve Demokratik Toplum Süreci"ni desteklemek, heyetin ziyaret amaçlarından biri oldu. Heyetin bir diğer ziyaret amacı ise, enternasyonalist dayanışma ve ortak mücadeleyi geliştirmek oldu. Heyet, görüş alışverişinde bulunmak için Asrın Hukuk Bürosu, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul İl Örgütü ile DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ile görüşme gerçekleştirdi.
Heyetin ilk durağı Asrın Hukuk Bürosu oldu. Heyet, bu görüşmede Abdullah Öcalan ile görüşme talebini içeren dilekçeleri büro avukatlarına teslim etti. Heyet, dün de Taksim’de bulunan bir otelde “Yuvarlak Masa” toplantısı gerçekleştirdi. “Kürt sorununa barışçıl çözüm ve tecridin sona ermesi için uluslararası buluşma” adı verilen toplantıya, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Özgür Kadın Hareketi'nden (TJA) Sebahat Tuncel ile DEM Parti Dış İlişkiler Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ebru Günay da katıldı.
ÖNE ÇIKAN BAŞLIKLAR
Toplantının gündemi, Kürt sorunu bağlamında yaşanan gelişmeler üzerinden şekillendi. Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümü noktasında neler yapılması gerektiği, bu bağlamda enternasyonalist mücadele ve dayanışmayı geliştirmenin yolları, Avrupa’da ne tür adımların atılabileceği, heyet içerisinde yer alanların bulundukları ülkelerde ne tür çalışmalar yürütebileceği ve sürece nasıl katkı sunabileceği gibi konular gündeme geldi. Heyetteki isimlerin her biri, 5'şer dakika Kürtlerin özgürlük mücadelesi ile Abdullah Öcalan ve Türkiye hakkındaki görüşlerini dile getirdi.
ÖCALAN’DAN HEYETE SÜRPRİZ MESAJ
Toplantının en önemli detayı, Abdullah Öcalan’ın gönderdiği mesaj oldu. Heyete üyelerinin geleceğinden haberdar olmadığı mesaj, toplantının açılışında okundu ve sürpriz oldu. Heyettekiler, mesajı büyük bir dikkatle dinledi ve alkışladı.
Mesajda yer alan “(…) Ben kişisel özgürlüğümü hiçbir zaman toplumsal özgürlükten bağımsız ele almadım. Kaldı ki, toplumsal özgürlüğün inşa edilmediği koşullarda bireysel özgürlüklerin gerçek anlamını bulamayacağını hep savundum. Bu nedenle, sizin bu yönlü adımınızı, halklarımızın ortak demokratik geleceği için anlamlı bir katkı ve cesur bir çağrı olarak görüyorum…” bölüm, heyetin en çok ilgisini çeken kısım oldu. Heyetteki isimlerin sunumlarında en çok dikkati çektikleri nokta ise, söz konusu bölüm oldu.
'MESAJ ALMAK HAYAL BİLE EDİLEMİYORDU'
İtalya Parlamentosu Milletvekili Francesca Ghirra, mesajın gelmesine dair şaşkınlığını, “Sayın Öcalan’ın mesajını dinlemek çok önemli. İmralı’dan bir mesaj almak hayal bile edilemiyordu. İnanılmaz bir an" sözleriyle ifade etti.
Heyet üyeleri, Öcalan’ın toplumun özgürlüğü için mücadele ettiği yönündeki çabasının kendileri açısından çok etkileyici olduğunu, bu çabasının Kürt halkının yanı sıra tüm dünya halkları için olduğuna dikkati çekti. Heyettekiler, Öcalan’ın "demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü" paradigmasından etkilendiklerini, bu paradigmanın tüm dünyayı etkileyen bir düzeyde olduğunu, aynı zamanda savaş, militarizm ve faşizmin geliştiği koşullarda çözüm olduğunu vurguladı.
'KÜRESEL LİDER' TANIMLANMASI
Tartışmalarda Öcalan’ın barış, demokrasi ve özgürlükler konusundaki misyonunun önemine vurgu yapıldı. Hindistan'da insan hakları aktivisti olan ve bu konuda Birleşmiş Milletler'de (BM) eğitim veren bir katılımcı, küresel bir liderlik sorunu olduğuna işaret ederek, Abdullah Öcalan’ın “küresel bir lider” olarak örnek alınması gerektiğini belirtti. Öcalan ve Gandhi’nin fikirleri arasında benzerlik gördüğünü söyleyen katılımcı, PKK’nin silahlı mücadeleyi sonlandırma kararı ile bu görüşünü temellendirdi.
KUZEY VE DOĞU SURİYE'NİN HİNDİSTAN'A ETKİSİ
Hindistan’daki toplumsal hareketlerin özyönetim bağlamında Kuzey ve Doğu Suriye’yi model aldığını söyleyen katılımcı, “Kürt hareketinin küresel destek alabileceğini bilmiyordum. Öcalan’ın yaptığı tespitleri heyecanla takip ediyorum. Jineolojî ve demokratik konfederalizm tartışmalarını yakından takip ediyorum. Abdullah Öcalan, sosyal özgürlüğü kadınların özgürlüğüne bağlıyor” ifadelerini kullandı.
'SOSYALİST BİR HAREKET OLMASI BELİRLEYİCİ'
Yapılan sunum ve tartışmalarda, Kürt sorununun politik ve hukuki düzlemde çözümünün gerçekleşmesi gerektiği vurgusu öne çıktı. Kürt sorununun demokratik çözümü ve yarının nasıl inşa edileceğine dair tartışmalar yürütüldü. Fransa’dan gelen bir katılımcı, söz konusu tartışmalar bağlamında "NATO’nun ikinci ordusu ne Kürtleri yenebildi ne de fikirlerini ortadan kaldırabildi. Tam tersi daha da ileriye taşıyacak bir meseleye geldi Kürt sorunu. Herkesin sahiplendiği bir sorun oldu. Bunda sosyalist bir hareket ve mücadele olması belirleyici. Bunu küresel olarak da görüyoruz. Sadece çatışmanın durması değil, demokrasinin inşa edilmesini talep ediyoruz" sözlerini sarf etti.
‘KÜRT HALKI DİRENİYOR VE İNŞA EDİYOR’
Türkiye'nin Kürtlere dönük baskıları gündeme gelen bir başka konu oldu. Siyasal ve kültürel baskıların, "Kürtlerin kimliğini yok etmeye" dönük olduğunun altı çizildi. Kürtlerin bu baskılara karşı mücadelesinin ise dünya çapında etkileyici olduğu kaydedildi.
Katalonya’dan gelen bir katılımcı,"Kürt halkı sadece direnmiyor, yeni şeyler de inşa ediyor” diyerek, Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın stratejik ve cesur bir “teklif” olduğunu belirtti.
'YOLDAŞ APO'YA ÖZGÜRLÜK'
İtalya’dan gelen bir sendikacı, "Barış ve Demokratik Toplum Süreci"ni yakından takip ettiklerini belirterek, “Yoldaş Apo” diye hitap ettiği Öcalan’ın "Demokratik Konfederalizm Devrimini” ilgiyle takip ettiklerini belirtti. Sendikacı, kapitalizm ve ulus-devlete karşı verilen mücadeleden çok etkilendiğini ifade ederek, “Yoldaş Apo’ya, tüm siyasi tutsaklara özgürlük" dedi.
ÖNE ÇIKAN BAŞLIKLAR
Heyet üyeleri, Kürt sorunun çözümü ve demokrasinin inşa edilmesi konusunda kendilerine de önemli sorumluluklarının düşüğünü söyledi. Enternasyonal mücadeleyi geliştirmek ve ortak mücadeleyi büyütmek konularının da heyetin gündemleri arasında olduğunun altı çizildi.
Toplantıda öne çıkan bazı öneriler de şöyle:
* Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için AİHM, CPT ve BM gibi uluslararası kurum ve kuruluşlara demokratik baskıyı sağlamak. Yine siyasi tutsakların özgürlüğü için hükümetlerin Erdoğan’a baskı yapmasını sağlamak.
* Kürt sorununu BM gündemine taşıyarak, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihli çağrısı ile birlikte BM’nin Kürt sorununu periyodik incelemelere tabi tutulmasını sağlamak.
* PKK’nin "terör" listesinden çıkarılması için ülkelerde çalışma ve kampanyalar yürütmek. Bu konuda hükümetlere baskı yapmak.
* Avrupa ülkelerinin Türkiye hükümetiyle geliştireceği ilişkilerde Kürt sorununun bir parametre olarak ele alınmasını sağlamak.
* İtalya’da 4 Temmuz’da bir basın toplantısı yapılacak. İstanbul’daki temaslar ve gelecekte hangi adımların atılabileceğine dair tartışmalar yürütülecek.
* Dünyadaki demokrasi krizi bir fırsat olarak değerlendirilmeli. Bu süreç desteklenmeli ve geleceğin bir projesi olarak ele alınmalı.
* Kürt sorununun Avrupa’da daha görünür kılınmasını sağlamak için çalışmalar ve mücadele yürütmek. Kürtlerin statüsünün sağlanması için kampanyalar yürütmek.
* Temasların bir dayanışmayı aşması ve küresel mücadele olarak gelişmesi konusunda online toplantılar yaparak, ortak eylem ve etkinlikler yürütmek.
* Heyette yer alanlar ülkelerine döndüklerinde, Türkiye’de nasıl bir tablonun olduğunu anlatacak. Yine Abdullah Öcalan’ın çağrısı topluma anlatılacak ve bu konuda ilgili mekanizmaların harekete geçirilmesi için çalışmalar yürütülecek.
MA / Diren Yurtsever