CHP PM üyesi: Sürecin kalıcı olması için yasal düzenlemeler gerekiyor 2025-07-03 09:10:01   İSTANBUL - CHP PM Üyesi Emine Uçak Erdoğan, sürecin kalıcı olması için yasal düzenlemeler yapılması gerektiğini belirterek, “Toplumsallaşan, kendi içine kapanmayan bir süreci birlikte örgütlememiz gerekiyor” dedi.    Türkiye’de Kürt sorununun demokratik çözümüne ilişkin tartışmalar devam ediyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın ardından PKK kongresini topladı ve çalışmalarını sonlandırma kararı aldı. Bu kapsamda farklı kesimler kalıcı barışın sağlanabilmesi için demokratik ve hukuki düzenlemelerin yapılması için tartışma ve çalışmalar yürütüyor.     Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Parti Meclisi (PM) üyesi Emine Uçak Erdoğan, devam eden sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu.    Çatışmalı sürecin büyük acılara neden olduğunu belirten Emine Uçak Erdoğan, “Bu sürecin geride kalması ve özellikle şiddet boyutunun bitmiş olması ile ilgili adımlar atılıyor. O yönüyle çok önemli görüyorum. Tabii ki bu aynı zamanda bir demokratikleşme ve bir eşitlik meselesi; çatışmaların öncesinde de var olan bir mesele. O yüzden şimdiki süreçte bir daha çatışmalı ortamın yaşanmaması, kalıcı bir şekilde barışın sağlanması için yapılması gerekenler var. Zaten ilk aşama silahların susmasıydı ve o konuda bir gelişme sağlandı. Bu çok tarihi ve önemli bir konu” dedi.    ‘KÜRT HALKININ HAKLARI TESLİM EDİLMELİ’   Ortadoğu’da istikrarsız bir dönem yaşanırken Türkiye’nin çatışmayı geride bırakıyor olmasının önemli olduğuna dikkat çeken Emine Uçak Erdoğan, kalıcı bir barış ve çatışmasızlık halinin sağlanması için anayasal değişikliğin önemli olduğuna dikkat çekti. Herkes için hak eşitliğinin sağlanmasının gerektiğine vurgu yapan Emine Erdoğan Uçak, “Kürtler bu ülkenin vatandaşları ama bunu kendilerinin de çok onurlu ve iyi hissedebilecekleri şekilde sembolik, kültürel, kamusal haklarının hepsinin teslimiyle ilgili noktalar var. Ve buna ek olarak demokratik haklarla, ifade özgürlüğüyle, örgütlenme özgürlüğüyle ilgili olanlar var. Onun dışında ekonomiyle, temel haklarla, dille ilgili meseleler var. Ekonomiden sosyolojik alana, gündelik hayata kadar iç içe girmiş sorunların olduğu, bölgesel eşitsizliklerin arttığı bir sorundan bahsediyoruz. Bunun çözümünü demokratikleşmenin etrafında bir kalkınma hedefi, reform süreci, hukuki süreçlerin hepsini içine koyan ve en çok da kültürel haklar ve gündelik hayattaki ayrımcılıkların bitmesini öngören geniş kapsamlı bir süreç olması gerekiyor” diye belirtti.   İKTİDARIN TUTUMU   Devletin herkese eşitlik sağlaması gerektiğinin altını çizen Emine Uçak Erdoğan, “Medya özgürlüğünden tutun, sivil toplumun özgürlüğüne ve ifade özgürlüğüne kadar; ikili hukuk dediğimiz, bazılarının daha ayrıcalıklı olduğu, suç tanımının kişilere göre işletildiği bir durum var. Kısmi çözümler sağlansa da eğer bu ikili hukuk sistemi, ikili devlet sistemi, sadece iktidara yakın olanları adalet mekanizmalarına erişmesi gibi durumlar devam ederse bu sorunun kangrenleşmesine sebebiyet verir. Tabi ki bu durumun da toplumdaki güven sorununun köklerinde iktidarın ikircikli tutumu sebebiyet veriyor. Bir yandan, ‘gelin iç cepheyi birleştirelim’ diyor, silahların susmasından ve barıştan bahsediyor ama bir yandan da ülkenin ana muhalefet partisinin kriminalleştirme ile ilgili bazı adımlar atıyor. HDK dosyası ve yargılamalar da devam ediyor” diye konuştu.    ‘SÜRECİ BİRLİKTE ÖRGÜTLEMELİYİZ’   Demokratikleşme ve barış meselesinin ülkedeki herkesin sorunu olduğunu ve hep birlikte mücadele edilmesi gerektiğine işaret eden Emine Uçak Erdoğan, “Adalet, hukuk, toplumsal barış, kapsayıcılık, ifade özgürlüğü, hukuk önünde eşitlik hepimiz için gerekli ihtiyaçlardır. Mesela bugün sadece CHP’lilerin ya da DEM Parti’nin kayyumların kalkması için mücadele etmesi yetmiyor. O yüzden de temel demokrasi eksikliklerimiz olan; siyasi tutsaklar, hasta tutsaklar, kayyumlar, yargıdaki düzenlemeler... Bunların hepsi için birlikte mücadele etmeliyiz. Bunun için hepimizin farklı salonlarda kendi kendimize konuştuğumuz barış toplantılarının dışında buna eleştirileri olanlar dahil toplumun çok farklı kesimlerini toplayıp daha toplumsallaşan, kendi içine kapanmayan bir süreci birlikte örgütlememiz gerekiyor” dedi.    MA / Yeşim Tükel